Yine Konya, Karamanlıların elinde bulunduğu devirde Çelebi hazretleri, Moğol askerini istediği için Karamanlıların canları sıkılıyor ve daima: “Biz sizinle komşu ve sizi sevenlerden olduğumuz halde siz bizi istemiyorsunuz da yabancı Moğolları istiyorsunuz..." diyorlardı. Bunun üzerine Çelebi şöyle dedi: "Biz dervişleriz. Bizim nazarımız, Tanrı'nın iradesine bağlıdır. O kimi ister ve memleketi kime verirse, biz de onun tarafındayız ve onu isteriz. Şimdi Tanrı, sizi değil Moğol askerlerini istiyor.....
Mevleviler daha Celaleddin-i Rumi'den başlayarak Türkmen babalarına fena bir gözle bakmışlar, onları kendilerine rakip görmüşler ve Moğol istilasını müteakip onlara aleyhtar bir vaziyette bulunmak için bir aralık Karamanlılara karşı bile Moğolların hâkimiyetini tercih etmişlerdir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin huzur veren sözlerini okumaya başladım.
"Melek bilgisiyle, hayvan da bilgisizliğiyle kurtuldu, insanoğlu bu ikisi arasında keşmekeşte kaldı" beytini okudum.
Rumi Hazretleri diyor ki: Yaratıklar üç kısma ayrılır: Sırf akıl olan ve şehvetten arınmış melekler, sade şehvet olan hayvanlar ve hem akıl hem şehvetten oluşmuş insanoğlu... İnsanın yarısı akıl, yarısı şehvet, yarısı melek, yarısı hayvandır. Yarısı yılan, yarısı da balıktır. Balık olan kısmı onu suya doğru çeker, yılan olan yanı ise toprağa doğru sürükler."
"Padişahım, insanlardan bazıları sırf akılla uğraşıp melekleşmiştir, safi nur olmuştur. Bunlar peygamberler ve velilerdir. Ümit ve korkudan kurtulmuşlardır. Bazıları ise kendilerini şehvete kaptırmış ve hayvanlaşmalardır. Peygamberler de huzurludur, hayvanlar da... Onların canını hiçbir şey sıkamaz.
"Ama Padişahım, keşmekeş içinde kalanlara ne demeli? Bunlarda hem akıl vardır hem şehvet. Bu yüzden de sürekli üzüntü, kuşku, keder, vesvese içinde yaşarlar ve hiçbir şeyden hoşnut kalmazlar."
Ona dedim ki:
"Gece ve gündüz birbirinin yardımcısıdır Hünkârım, onlar birbirine zıt değildir. Göster bakalım dünyada hangi şey kötüdür ki onda iyilik olmasın ve hangi şey iyidir ki onda kötülük bulunmasın? Mesela biri bir kimseyi öldürmek istediği zaman daha başka birtakım kötü işlerle meşgul olursa, dökmek istediği kan dökülmez. Bu işler ne kadar kötü iseler de ölümü önlediği için iyi sayılırlar. Kötülük ve iyilik bir tek şeydir, parçalanamaz. İyilik, kötülükten ayrı değildir.