Bu akşam ölebilirim, rüzgâr, güneş, sağanak
Kalbimi, kemiklerimi etti mi tarumar,
Her şey bitti demektir; ne rüya, ne uyanmak!
Aralarında olamayacağım yıldızlar!
Sor beni sen anlatır geceler
Sanki yokluğun bir sağanak
Yağıyor, yapıyor üzerime
Sana her kaçışım sığınak
Acın taze, ne desen soğumaz
Sevmek zor sevmesen olmaz
yaraları sarmak zor hele bellek kanıyorsa
yorgun bir sabah demiyim ben
imkansız an dır
Hem uzak hem yakın hem karmaşık
an hüzün an cesaret an sessizlik
Geride kalan ne varsa soluktur şimdi
titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir
(ve her yıl biraz daha harabeye dönen
o eski konaklar gibidir anılar
gül bahçeleri, sessiz koru ve orman
yabanıl otlar içinde kaybolur gider)
Belki bir sağanak boşanır apansız
yüzyıllık bir yağmur başlar
ve sinsi bir hastalığa dönmeden alışkanlıklar
yok olup gider her şey, belki kül olur