'Zaman' görece bir kavramdır. Bilindiği gibi, 'bekleyen' kişiye, beş dakika bir saat gibi uzun gelebilir. Bu nedenle, beklediğiniz sürece (beklediğiniz gelmediği sürece) zamanı çoğaltır, yaşamı uzatırsınız. Tıpkı Godot'yu Beklerken'in 'kahraman olmayan kahramanları' Vladimir ve Estragon gibi...
Godot'yu beklemek yaşamın amacı olup çıkmıştır. İnsan ölmek için doğar. Bu süreç, Beckett'in Soluk adlı oyununda yalnızca otuz saniye sürer. Oysa, doğum ile ölüm arasındaki kısacık an içinde yer alan yaşam, Godot'yu Beklerken'de sonsuz bir sürece dönüştürülmüştür.
Reklam
Godot'yu Beklerken
Godot oyunda hiçbir zaman gelmeyecektir. Bu nedenle 'bilinmez'liğini sonuna dek korur. Gelmediği için de insanlarda uyandırdığı umudu hep ayakta tutar. Gelmeyişi, büyük bir düş kırıklığı yaratmadığı gibi, onu bekleyen kişilerin 'randevu'dan vazgeçmelerine de neden olmaz.
Godot'yu Beklerken
Didi ve Gogo'nun varoluşu 'Godot'yu beklemek' ile eşdeğerdir. 'Beklemek' insan yaşamındaki en temel 'eylem' olduğu için, Beckett'in oyunu her kesimden ve her kültürden seyircisiyle buluşabilmiştir. Godot adı İngilizce okursanız 'Tanrı'yı çağrıştırıyor. Eğer öyleyse, Şarlo gibi bir sahne figürü, şakacı bir tanrı bu. Bizimle kafa bulan.
Godot'yu Beklerken
Kimdir Godot? Onları içinde bulundukları maddi ve manevi çöküntüden kurtaracak güçlü biri olmalı. Godot'nun gelmesi oyun boyunca hem istenir hem de ondan korkulur. Gizemli biridir Godot. Hem ilişki kurulması gerekli hem de çekinilecek biri...
Beckett tiyatrosu 'yasallaşmış' trajedi türünden alabildiğine uzaktır. Büyük trajedilerden geriye yalnızca, 'eylem'in anlamsızlığının bilincine varış, sonsuz bir acı çekme süreci ve ölümün kaçınılmaz oluşunun farkındalığı kalmıştır. Bizim sahnede izlediğimiz de kurban/kahramanların 'dünya sahnesi'nden çekilmezden önce oynadıklarıdır. Yaşamı terk etmekle ölümle buluşmak arasındaki dar geçitte oyalanan, eylemsiz oyuncuların sunduğu acınası/gülünesi gösteri...
Reklam
73 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.