Terleyen Direk (yahut Ağlayan Direk)te bulunan delik, Hızır’ın, kiliseyi camiye çevirmek isteyince, yapının yönünü kıbleye döndürmek için parmağını soktuğu delik imiş. Bu delikten sızan ıslaklığın türlü dertlere deva olacağı sanılır. Hızır’ın, Kadir gecesi Ayasofya’ya geldiğine, tam altıntop kandilin altında namaz kılanlar arasına katıldığına inanılır.”
“1921 yılında, bir gece, İstanbul’daki Asaf Paşa Tekkesi’nde bir toplantı yapılıyordu,” diye anlatıyor Haluk Egemen Sarıkaya. “Aralarında Neyzen Tevfik’in de yer aldığı davetliler, akşam yemeğini yemişler, yatsı namazı vaktini bekliyorlardı. O sırada şeyhlerden biri, odanın orta kısmını boşalttırarak, davetlilerin odanın iki yanına çekilmelerini istedi. Şeyh, kapının karşısına rastlayan duvarın önüne oturdu ve sağ elindeki tespihini çekerek dualar okumaya başladı. Az sonra, açık kapıdan içeriye farelerin girdiği görüldü. Fareler, doğrudan şeyhin sağ yanına giderek, bir sıra oluşturdular. Şeyh bu kez tespihi sol eline aldı ve duasına devam etti. İzleyenlerin hayret dolu bakışları arasında, kapıdan içeriye ikinci bir hayvan gurubu girmişti. Bunlar, farelerin doğal düşmanları olan kedilerdi. Farelerin üzerine atılacakları yerde, onlar da şeyhin sol tarafında sıralandılar. Kediler, gözlerini farelerin üzerine dikmişler, ağız ve bıyıklarını oynatıyorlar ancak sanki aralarında bir engel varmış gibi, farelere doğru bir harekette bulunmuyorlardı. Bu durum, on beş dakika kadar böylece devam etti. Sonunda şeyh yine önce farelerin ve arkasından da kedilerin, geldikleri şekilde, kapıdan çıkarak gitmelerine izin verdi.
Reklam
Çocuk Kitapları çizgi romanlar
Okuyabilmenin verdiği zevk ve heyecan, bu ilkokul ve ortaokul başlangıcı yıllarında, kitap ve dergi gereksinimini iyice artırıyordu. Her kitap, dergi, albüm, çizgi roman ve gazete yeni bir dünyanın, hatta çokça dünyaların kapışım aralıyordu ve artık her yalan söylediğinde burnu uzayan Collodi'nin ünlü Pinocchio 'su (Pinokyo) hiç yeterli gelmiyordu. Salgari'nin, İtalya'nın Jules Yeme'i sayılan Emilio Salgari'nin macera romanları vardı, bol korsanlı (Kara Korsan, Kızıl Korsan, Yeşil Korsan), kızılderilili, kimi "pampas”larda kimi Malezya adalarında, kimi ise 2000 yılında geçen. Veme vardı hiç kuşkusuz Verne'in bilimkurgusal örneklerini, kırmızı kaplı altın yaldızlı harflerle işlenmiş, bol gravürlü edisyonlannı çoğunlukla St. Louis veya Park Otel'in arkasında, Cennet Bahçesi'ne inen yokuşun başındaki, Sacrö Coeur (Kutsal Kalp) Kiliseleri'nin kitaplıklarından ediniyordum ödünç rol arak sonra Gaston Aimard'm Üç İzci'si, Sir Conan Doyle'un Kayıp Dünya 'sı (The Lost World) ve de Bulwer Ly- ton'un Pompei'nin Son Günleri vb. Şimdi, çok haklı olarak diyeceksiniz ki, bu ara Türkçe yayınlar ne oluyordu? Hiç yok muydu bu ufak kitap kurdunun dünyasında? Kitap olarak pek yoktu, ders kitaplarım haricinde; dergi olarak vardı, bir 1001 Roman vardı, bir Akbâba, bir Karikatür, daha sonra ise Çocuk Sesi ve Yıldız dergisi.
Sayfa 36 - Metis Yayınevi, 1993, 3.BaskıKitabı okudu
393 öğeden 611 ile 393 arasındakiler gösteriliyor.