Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın
Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "beki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
Seni İçimden Terk Ediyorum
yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın
demiştin
aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi
ne tuhaf değil mi
içimi acıtan da sendin
acımı dindirecek olan da
ya öldür beni dedim
ya da git benden
içi bulanık bir sevdanın
ucunda seni kaybettim
Koşu
meğer hep sen diye
kendi peşimden koşmuşum
koştukça sevmişim
sevdikçe daha çok koşmuşum
ancak seni kaybedince
kendimi bulmuşum
sendeydim sanmıştım
bendeymişim canım
durunca anladım
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
İlk defa Kahraman Tazeoğlu okudum. Okuma sebebim ise tamamen meraktı. Nedir ne değildir derken uyguna bulmuşken aldım ve bir, bir buçuk saat içerisinde bitirdim.
Kitap bir şiir kitabı ama şiirsellikten uzak buldum. Farklı sözler üretmek istenmiş ama üretilecek diye çok garip söz öbekleri oluşturulmuş. Hani anlam çıkartmak istiyorum ama yok olmuyor. Diğer kitapları da böyle midir yanlış bir kitapla mı başladım bilmiyorum ama Kahraman Tazeoğlu'na başladığım gibi ara veriyorum. Buna rağmen çok rahat okunuyor. Okurken garip söz öbekleri haricinde yorulmadım. Akıp gidiyor.
Aşk acısı ile yazılmış şiirlerden oluşan kitap. Özlem,acı,üzüntü gibi duygular çoğunlukta.
Kitabın iç tasarımımı diyeyim artık yoksa sayfa sayısından mı fazlalık çıkarmak istemişler bilmiyorum ama başlıkları hep birer sayfaya atmışlar.Bir sayfada sadece başlık var yani.Sayfaların çoğuda iki satır şiirden 4 kıtadan oluşmuş bu çok hoşuma gitmedi.