Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...sahip olduğu akîdeyi insanlara zorla kabul ettirmeye kalkışmaksızın, bu akîde ile insanlar arasında bulunan engelleri ortadan kaldırmak suretiyle onları kula kulluktan kurtarıp yalnızca Rablerine kul olma mertebesine yükseltmek, İslâmî yöntemin bir gereğidir.
Sayfa 72 - Beka Yayınları, 11. BaskıKitabı okuyor
"Yalnızca aziz ve hamid olan Allah'a iman ettikleri için onlardan intikam aldılar." (Buruc, 8) Allah Teâlâ'nın kelâmının doğruluğunun karşılığında, sahtekâr düzenbazların sözleri tümüyle yalandan ibarettir!
Sayfa 223 - Beka YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Müminlerle düşmanları arasında geçen mücadele, başka değil, ancak bir akîde mücadelesidir. Düşmanlarının Müslümanlar'a karşı kin ve hınç beslemelerinin tek sebebi, imanları ve akîdeleridir. Aradaki savaş ne siyâsî ne iktisadî ve ne de ırkî nedenlerden ileri gelmektedir. Şayet neden, bunlardan biri olmuş olsaydı araları kolayca bulunabilir, mesele halledilebilinirdi. Ancak bu savaşın özünde akîde yatmaktadır ki, ya küfrün ya da imanın hükmü yürüyecek, ya cahiliyenin ya da İslâm'ın!
Sayfa 222 - Beka YayınlarıKitabı okudu
Bizim görevimiz, ilk olarak kendi nefislerimizi değiştirmek ve son olarak da bu toplumu değiştirmektir.
Uygulamak için Kur'an
Çünkü o, zihni tatmin eden bir kitap, edebiyat, sanat, hikâye ve tarih eseri olsun diye gelmemiştir.
Sahabe şuur'u
Bu şuur. Uygulamak için öğrenme şuuru... Bu şuur onlara, Kur'an'dan manevi haz ve bilgi ufukları açıyordu.
Reklam
Dinden, her türlü faziletten, yüce değer ve hedeflerden, kısaca temizlik, güzellik ve iyilik namına ne varsa hepsinden soyutlanmış bir toplumda mümin; imanını, avucunda kor tutar gibi tutma durumundadır.
Sayfa 202 - Beka YayınlarıKitabı okudu
"Ama onların hepsi bir değildir. Kitap ehlinin içinde geceleri ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyan ve secdeye kapanan bir kesim vardır." "Bunlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar. İyiliği emredip kötülükten sakındırırlar. Hayırlı işlere koşarlar. Onlar iyi kullardandırlar." "Onların yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız kalmaya aktır. Hiç kuşkusuz Allah takvalıların kimler olduğunu bilir."
Ancak Müslüman, her hâlükârda üstün olanın ancak kendisi olduğu şuurunu muhafaza etmelidir. İman sahibi olduğu sürece -kim ne olursa olsun- kendisini mağlup etmiş olan her şeye, herkese tepeden bakmayı sürdürmelidir. Geçirmekte olduğu dönemin geçici, imanın tekrar üstün gelmesinin kaçınılmaz olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Evet, başına böyle bir şey gelmiştir; ama o, bu ve benzer durumlar karşısında asla eğilmez. Bütün insanlar ölümü tadar; o ise şehid olur. Kendisi, bu dünyadan ayrıldığında cennete gidecektir, mağlup olduğu kimselerse doğruca cehenneme yuvarlanacaklardır. Bunlar arasında dağlar kadar fark vardır.
Sayfa 201 - Beka YayınlarıKitabı okudu
Davanın esasını etkileyecek kadar köklü ve derin bir zarar veremeyecekleri gibi, müslüman cemaatin yapısına da etkili olup onu yeryüzünden silemezler. Sadece çarpışmadan kaynaklanan bir eza ve günlerin geçmesiyle unutulacak bir acı dokundurabilirler. An- cak Müslümanlarla savaşa tutuştuklarında yenilmeye mahkûmdurlar. Ve neticede zafer müminlerin olacaktır, onların değil. Ayrıca, onlara yardım edecek ve onları müminlere karşı koruyacak kimse de bulun- maz. Bunun sebebi, "Alınlarına perişanlık damgası vurulmuş" olması ve sonuçlarının belirlenmiş olmasıdır. Yeryüzünün her tarafında zelil durumdadırlar.
Reklam
Cihadın en büyüğü zalim sultan karşısında söylenen adalet sözüdür.
Resulullah şöyle buyurdu : " Nefsim elinde olana yemin ederim ki ya iyiliği emreder , kötülüğü nehyedersiniz ya da Allah üzerinize azabını gönderir de dua edersiniz ama duanız kabul olmaz. "
Doğrusu insan zaman zaman gülmek istiyor. Bu gülme acı bir gülme de olsa insan yine de istiyor.
Şunu hiç unutmam, Amerika'da doktora yapan biriyle konuşurken konu Amerika'ya gelmişti. Ben 'Amerikalıların birtakım meziyetleri olduğunu kabul ediyorum. Ancak ahlâk unsurunu bir kenara itmeleri, ahlâkı, yaşantılarına musallat olan bir bela gibi görmelerini kınıyorum' deyince, konuştuğum adam kibarca ve bilgiç bir şekilde sözümü reddederek 'Eğer biz bugün hâlâ ahlâktan söz edecek olursak, o zaman çadır yaşantısına, bedevi hayatına dönmemiz gerekir' dedi.
İnsanların camiye gitmeleriyle, mevlid merasimleri düzenlemeleriyle veya peygamberlerin efendisine methiyeler dizip hutbeler okumalarıyla sosyal adalet gerçekleşmez, Yine meczupların dua etmeleri, gürültülü zikirler yapmaları, bağırıp çağırmaları, hoplayıp zıplamalarıyla da sosyal adalet gerçekleşmez.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.