Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İbnu'l Kayyım şöyle der:
"Hem Müslümanlar, hem Yahudiler, hem de Hristiyanlar ahir zamanda gelecek bir Mesih beklemektedirler. " Yahudilerin beklediği Mesih, Deccal'dır. Hristiyanlar'ın Mesih'inin ise herhangi bir hakikati yoktur. Zira onlar nazarında Mesih, ilahtır, ilahın oğludur, yaratan, öldüren ve diriltendir... Müslümanların beklediği Mesih ise Allah'ın kulu ve elçisi, ruhullah, Allah’ın, bakire ve iffetli Meryem'e ilka ettiği kelimesi, (dinde ve risalette) Muhammed b. Abdillah ﷺ in kardeşi olan İsa b. Meryem'dir. O Allâh’ın dinini ve Tevhid'ini izhar edecek, kendisini ve annesini Allah'ın dışında iki ilah edinen haçperest düşmanları ile kendisini ve annesini büyük eziyet ve iftiralara maruz bırakan Yahudi düşmanlarını öldürecektir. Müslümanların beklediği Mesih budur..."
Sayfa 107 - Rıhle KitapKitabı okuyor
İslâm dünyası, Moğol istilası, Haçlı seferleri gibi oldukça yıkıcı tecavüzlere maruz kaldığı zaman dilimlerinde bile "Nasıl olsa Hazreti İsa gelecek. Öyleyse bizim herhangi bir şey yapmamıza gerek yok" yaklaşımıyla bir "kurtarıcı" beklentisine girmiş değildir.
Sayfa 77 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Reklam
·
Puan vermedi
Selamun aleyküm ve rahmetullah. Ebubekir Hocamın kitaplarını iki kısma ayırabiliriz: 1- Akademik dil ile yazdığı kitaplar 2- Sohbet edasında yazdığı kitaplar Bu kitap isminden anlaşıldığı üzere 1.sınıfa dahil olan kitaplarından. İstanbul Celseleri, Nüzul-u İsa isimli kitaplarına benzer durumda. Kitabın girişinde Muaz b. Cebel radıyallahu anh’ın biyografisini verip tanıttıktan sonra İslam fıkhının oluşmasında büyük rol oynayan “İctihad” hadisi olarakta bilinen hadisi tüm tarikleriyle incelemiş bulunmaktadır. Bir nevi bu hadis üzerine tez yazımı gibi olmuş. Rey kullanarak ictihad etmiş, istidlal etmiş fakihlerimize reddiye verenler için bu hadisin sıhhatını tam manasıyla incelemiş, aktarmış. Okumaya niyetlenen kişi hadis ilmine merakı yoksa akıcı bir dil beklemesin. Fakat ictihad hadisi ile ilgile durumları merak ediyorsa hiç beklemesin. Rabb’im hocamızın kalemine zeval vermesin. İslam namına yazdığı harfler adedince ömrüne bereket, amel defterine ecir ihsan etsin. Yazdığı tüm eserlerini müstakim kılsın.
Mu'âz b. Cebel (r.a) ve İctihad Hadisi
Mu'âz b. Cebel (r.a) ve İctihad HadisiEbubekir Sifil · Rıhle Kitap · 20240 okunma
Dünyanın Batı'dan ibaret görülmesi yanlışlığının kaçınılmaz sonucu olarak Batı'nın kendi tarihi, kültürel ve sosyal değerlerinin bir yansımasından ibaret olan bu yargıların bir şablon gibi diğer toplumlar için de geçerli olduğu düşüncesi, bizim gibi ayrı medeniyetlere ve kimliklere sahip toplumlarda çatışma ve sıkıntı kaynağı olmuştur.
Sayfa 70 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Yanlış din telakkilerinin pek çoğu, dinî değerleri seküler değer yargılarıyla çatıştırma marazından doğmuştur ve doğmaktadır.
Sayfa 69 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Din her şeyin temeli ve her şeyden daha önemli değil midir?
Sayfa 59 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Reklam
"Zira Hazreti Peygamber ﷺ i inkâr ile Allah Teâlâ'yı ve O'nun sıfatlarını ikrar asla bir arada bulunamaz...."
Sayfa 49 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Yüce Allah'ın herhangi bir ayetini yalanlamakla, yine O'nun, Peygamber olarak gönderdiği kimselere iman etmeyi reddetmek arasında -ayeti yalanlama bakımından- hiçbir fark yoktur.
Sayfa 47 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Müslüman halkımızın camilere astığı söz konusu isimler, Peygamber Efendimiz'e, Dört Halife'ye, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin ile Peygamber Efendimiz tarafından cennetle müjdelenen sahabîlere aittir. Bu isimlerin cami duvarlarına asılmasının en önemli sebebi de, özellikle Şia'nın Ehl-i Sünnet'e yönelttiği "Ehl-i Beyt düşmanlığı" ithamının yersiz ve dayanaksız olduğunu, yine Şia'nın Sahâbe konusundaki yanlış ve yaralayıcı tutumuna cevap olarak Ehl-i Sünnet'in kucaklayıcı Sahabe anlayışını yansıtmak içindir.
Sayfa 35 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Bunlar Âlemlerin Rabbi'nin koyduğu sınırlardır ve hiç kimsenin gül hatırı için değiştirilmeleri söz konusu değildir.
Sayfa 25 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Reklam
"Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tâğuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır..."(Bakara suresi 257)
Sayfa 23 - Rıhle KitapKitabı okuyor
"Biz hak ettik", "ben başardım" demiyoruz. Bu mü'min edebine de hakikate de aykırıdır. "Ben başardım" demeyiz, "Allah muvaffak kıldı", "Allah yardım etti, biz de bu işi yapabildik" deriz. Onun için kitapların önsözü ve sonlarında şu yazıya rastlarsınız: "Tevfik Allah'tandır." Dolayısıyla cenab-ı Hakk'ın dilediği kimseye afiyet ve hidayet vermesi, onu küfür ve delaletten koruması tamamen Cenab-ı Hakk'ın fazl u keremidir.
Bilmek ile yaratmak arasında zaruri bir ilişki var. Bilmeyen bir varlık yaratamaz. Yaratıcıysa zaruri olarak aynı zamanda bilen de olmalıdır. Neyi bilecek? Bizim zaman sağlığımız içinde geçmiş şimdi gelecek diye ifade ettiğimiz her ne varsa, bilme konusunu teşkil eden ne varsa hepsini Cenabı Hak bilir. "Olanları bilir, olmayanları bilmez" gibi saçma tasniflere Kur'an ve Sünnet zemininde baktığımızda bir yer bulmak mümkün değildir.
Subhanallah.
Abdurrahmân(Mu’âz’ın oğlu) tâuna yakalandığı zaman babası durumunu sorduğunda, "Bu hak, Rabbindendir. Öyleyse şüphe edenlerden olma" âyetiyle cevap verdi. Mu'âz b. Cebel de Hz. İsmâ'îl'in (a.s) teslimiyetiyle mukabele etti: "İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın. " Abdurrahman o günün gecesinde vefat etti; ertesi gün de defnedildi.
Sayfa 79
Ecelin değişmeyişi
İslam ordusu arasındaki müşriklerin, münafıkların bir iddiası vardı. Onlar diyorlardı ki, bizim elimizde bir şey olsaydı burada öldürülmezdik. Bu iddiaya karşılık Cenabı Hakk, Efendimiz (s.a.v.)'e emir buyuruyor: Onlara de ki, buraya, İslam ordusunun içine girmeyip, bu topraklara gelmeyip evlerinizi otursaydınız bile İçinizde burada ölmesi takdir edilmiş olanlar mutlaka kalkıp buraya gelecekti, burada ölecekti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.