Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatı hüzne bulanmış kadınlar nasıl sevilmek isterse, öyle sevmek isterim seni.
"Bana bir mum yak. Belki Allahlarımızda bizim gibi arkadaş olurlar..."
Sayfa 29 - @canyayinlariKitabı okuyor
Reklam
Tam o sırada işte, doğru sözlü, tok sesli, korkusuz bir adam belirdi. Bütün suçları döktü ortaya. Türkiye'nin dirildiğini ilan ediyordu bu adam. İsmi Mustafa Kemal'di. Uzun zamandır Türk anası, böyle bir evlat getirmemişti dünyaya.
Sayfa 148Kitabı okudu
“Güneş der ki gökyüzüne: Uzayda dönüp duran sersem, Hâlâ çocuk gibisin Ateşle oynayan bir çocuk gibi…”
Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların, Tanrı bin belasını versin!
Sayfa 260 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bütün bu çekilen acı, bir kötü rüya olsaydı ah!.. Ve yan yana... omuz omuza verip yürüseydik tarlalara doğru yeniden! Saka kuşlarının türküsüyle şenlenen ormanlara doğru yürüyebilseydik! Ve her birimizin sevdiceği kendi kolunda, çiçeklere bürünmüş kiraz bahçelerinden gülümseyerek çıkıp, yan yana eğlenmek üzere... şenlik meydanlarının yolunu tutabilseydik!..
Sayfa 260 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tek sorumlusu Türkler değildir işin: Anadolu'nun zenginliklerini ellerinde tutan Hıristiyan halkların, ortadan kalkması gerekiyordu; önce Almanların, daha sonra da Müttefik kapitalistlerin yayılıp gelişmelerine engeldi çünkü bu halklar... Ve ekonomik egemenliklerini güvence altına almak için, en alçakça planları kuran yabancı monopoller, her şeyden önce Ortadoğu'nun petrol bölgeleriyle Ön Asya'nın masallara layık zengin bölgelerinden geçerek, Bağdat'tan İzmir'e ulaşan demiryolu hattını ele geçirmek istiyorlardı. Altın Post hikâyesi, devam ediyordu yani...
Sayfa 122 - Can YayınlarıKitabı okudu
Erzurum'da Diyarbakır'da, Sivas'ta, Kastamonu'da, Adana'da, İzmit'te ve başka yerlerde, Stepan'ın anlattıklarından da korkunç olaylar olduğunu duydum sonradan Zaman her şeyi yutup geçiyor... Herhangi bir tarih kitabını açın bugün: Ermenilere karşı Birinci Dünya Savaşı'nda yürütülen zulüm ve katliamla ilgili, birkaç kuru satır bulursunuz, o kadar. Bir de belki, soğuk ve cansız birkaç istatistik... Bu istatistiklerin kimisi kurbanların sayısının bir milyona ulaştığını; kimisi de bir milyonu aştığını söyleyecektir size. Kimisi de belki Rumları da ekleyerek, bu sayıyı, bir buçuk milyona yükseltecektir...
Sayfa 122 - Can YayınlarıKitabı okudu
Analar, bebeklerini beşikten çıkarıyor; ihtiyar ve hastaları yataktan kaldırıyorlardı. Kollarının gücü yettiğince eşya yükleniyordu erkekler. İşlerini, mallarını, evlerini bırakıp, küçük topluluklar halinde Anadolu rüzgârlarının dövdüğü yollara atılıyorlardı. Dağlarda kar altında iki büklüm, kurak bölgelerin boğucu sıcağında susuzluktan inleyerek yürüyorlardı hep. Yüz binlerce Rum ve Ermeni böylece telef oldu...
Sayfa 69 - Can YayınlarıKitabı okudu
Harpten çok önce memlekete bir Alman "uzmanları" akını başlamıştı: Tüccar, asker, polis, arkeolog, sosyolog, iktisatçı, doktor rahip, öğretmen kisvesi altında durumu incelemeye, bizim aslımızı, geçmişimizi ve halimizi, istidat ve servetlerimizi öğrenmeye geliyorlardı. Hepsi de aynı ürkütücü sonuca vardılar: Biz, şeytan zekâlı Rumlar ve Ermeniler, burada fazlaydık; avanak beylerin tüm ticaret hayatını reayaya bıraktığı, uyuyan bir imparatorlukta, haddinden fazla kilit noktası tutuyorduk elimizde... Osmanlılar Almanya'nın tarafında yer alır almaz, kıyı bölgelerinde oturan Rumlar da sistemli olarak topraksızlaştırılmaya başlanmıştı. Birkaç saat içinde, iç bölgelere göç etmek zorunda kaldılar.
Sayfa 69 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.