Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
236 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Sürükleyici ve Duygusal
10- 15 yaş arasına hitap ediyor olabilir ancak okurken çok keyif alıyor ve arkeolojiyle ilgili bir sürü şey öğeniyorsunuz. Sonu çok şaşırtıyor. Yazarı tanımıyorum ama çok akıcı, yalın bir dili var. Üstelik çocukların dünyasına girebilmeyi başarmış. Espriler, diyaloglar 10 yaş grubunun benimseyebileceği türden. Konuya gelirsek, geçmişe giden 12 yasindaki Deniz ve Mert'in orada kendi yaşlarindaki Melinayla arkadaş olmaları ile başlıyor hikaye. Efes şehrini Gotlara teslim etmek isteyen düzenbaz bir vali yardımcısı ve onun oyunları ile devam ediyor.. Deniz ve mertin geleceğe dönmesi ise yaşlı büyücünün bilmecesini çözmelerine bağlı. "KENDİNİ TANI" diyor büyücü. Sokratesin de öğencisiymiş ayrica bu büyücümüz Deniz ve Mert kendi zamanlarına mı dönecekler yoksa arkadaşları Melinaya yardım mı etmeliler? Arkadaşlık fedakarlık ister diyor kitap. Efesos yeniden Gotlarla savaşa girmesin diye vali yardımcısının oyununu bozmaları lazım. Melinaya yardım etmeleri lazım... 2000 sene öncesinde de yine kötülüğün, kötü insanların var olması, kötülerle iyilerin savaşı ön planda.. herkes harru potter serisine benzetmiş dil ve konuşma tarzı benziyor biraz. Burada da bir kız iki erkek üç çocuğun macerası var. Ancak konu tamamen farklı. Çok fazla büyüydü, sihirdi fasa fisoları yok. Yazanın arkeolog olmasından herhalde, Efes şehrinin eski halini adeta yaşıyorsunuz.
Efes'e Yolculuk
Efes'e YolculukSumru Anamur · Sokak Kitapları Yayınları · 201867 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Anlamlı, etkileyici bir romanı anlatacağım size; Şeyda Açıkkol Altunok’un kaleminden; BİR… “Bazen biri çıkıp geliverir. Yalnızca gelir… O geliş, bilinen bütün hikâyelerin finalidir kimi zaman. Karşı koyamazsınız… Bazı hayatların diğerlerini kuşatması kaçınılmazdır. Siz farkına bile varamadan her şey değişiverir...” Yukarıdaki satırlarla
Bir
BirŞeyda Açıkkol · Edebiyatist Yayınevi · 201910 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
1960-70’li yıllarda İstanbul’da yaşanan siyasi olaylarda aktif olan bir grup gencin hikayesini anlatıyor. Hukuk fakültesini kazanan aklı bir karış havada bir genç kız, (Lale) üst sınıflardan militan bir erkekle (Fuat) tanışıp sevgili oluyor. Romanın bir kısımda Leyla’nın çocukluk arkadaşı Sumru kahraman anlatıcı olarak karşımıza çıksa da genelinde hakim anlatıcı, olayları özetleyen yavan diliyle, kahramanlardan çok toplumsal ve siyasi olaylara ağırlık veriyor. Klişe bir aşk hikayesi perdesi (hatta tülü) ardında sol sendikalar, gençlik örgütleri, siyasi yapılanmalar ve bunların aktif olduğu eylemler belgesel tadında anlatılmış. Gerek dipnotlar gerek kahramanlar arasında geçen diyaloglar adeta devrimci solun yakın tarihini özetler niteliktedir. Gelecek nesillere yakın tarihimizi sinema ve edebiyat aracılığıyla aktarmak bence de çok önemli ve gerekli ama bunu yaparken kullandığımız aracın da yetkinliğini, etkileyiciliğini üst düzeye taşımak amaçlanmalı. (Mesela Vedat Türkali gibi.) Toplumcu gerçekçi yazarlar veya “sanat toplum içindir” diyenlerin -çoğunlukla- esas olan içeriktir, anlayışını bahane ederek kolaycılığa kaçtıklarını savunan biri olarak bu romanı da aynı kategoriye dahil etmek zorundayım.
Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var
Avuçlarımda Hala Sıcaklığın VarOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20211,023 okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Dünya, bir çocuğun gözünden çok daha güzel, çok daha ilginç ve çok daha yaşanılası bir yer." dememek mümkün değil kitabı okurken. Eserde Willow isimli üstün zekâlı bir kız çocuğunun, evlatlık verildiği anne-babasını trafik kazasında yitirmesinin ardından, hayata tutunması, bu acıyı anlamlandırması ve onun hayatına anlam katan kişiler ile yolculuğu anlatılmakta. Willow, çevresindekilere ilham veren ilginç bir çocuk. Bitkilere ve hastalıklara oldukça ilgili. Bir yetişkinin ilginç diyebileceği takıntıları var. Mesela 7 sayısı, leş kokulu bitkiler, ayçiçekleri... Ben yan karakterleri çok sevdim, kitaba müthiş bir renk ve enerji vermişler. Özellikle Dell:) Kitapta yer yer hakim bakış açısı kullanılmış. Yer yer de kalemi Willow alıyor. Farklı bakış açılarının kullanılması da esere ayrı bir ritim katmış. Bu kitabı okurken çamurdan çörekler yaptığımız, gökyüzüne resim çizmeyi hayal ettiğimiz, bulutlarda çiçek yetiştirmeyi düşlediğimiz o günlere dönmemek mümkün değil. Küçükken ayağıma taş batar endişesi taşımadan çıplak ayakla ip atlayan cesur bizler yetişkin olunca üzerine çamur sıçramasından endişelenen korkaklara dönüşüyoruz maalesef. O yüzden arada içimizde uyuyan o çocuğu dürtüp uyandırmak lazım. Çünkü çocuklar ilham kaynağı ve bambaşka bir özgürlüğün, bambaşka bir dünyanın başlangıcı olabilir. Willow 'un betimlemeleri ve olayları okura anlatma biçimi gerçekten harika, onu seveceğinize eminim. Özellikle öğretmen arkadaşlarıma, anne ve babalara tavsiyemdir. Keyifli okumalar:)
Mucizeleri Saymak
Mucizeleri SaymakHolly Goldberg Sloan · Domingo Yayınevi · 2014582 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Dili oldukça akıcı, hikâyeleri ise sıcak, samimi kısaca hayatın içinden bir kitap. Mevsim Apartmanı, on iki daireli bir apartmanda yaşayan birbirinden farklı yaşlarda, farklı mesleklerde ve farklı statülerdeki insanları anlatıyor. Yani farklı on iki yaşamı... Her dairede başka bir duygu ve bakış açısı gösteriyor. Yıl dönümlerini kutlayan yaşlı bir çift, eve yeni gelen bebeğe alışmaya çalışan kedi, çocukları olmayan bir çift, üniversite öğrencisi kız, yazamayan bir yazar, ailesinin ilgisinden mahrum kalmış bir çocuk ve daha fazlası... Hepsinin sevinçleri, öfkeleri, çaresizlikleri, umutları var. Sanırım o yüzden "Mevsim Apartmanı". Aynı apartmanda oldukları için karakterlerin yollarının kesişmesi de ayrı güzeldi. Kitabı okurken bir anda bir çocuk, bir kedi hatta bir çörek oluyoruz. :) Hayatın karmaşasından kaçıp dinlenmek için uygun, çerezlik bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kapak tasarımı da ismine uygun olarak yapılmış. Dört katlı bir apartmanı saran sarmaşığın her mevsim aldığı şekil... Bazen çiçekler açmış, bazen de yaprakları sararmış.
Mevsim Apartmanı
Mevsim ApartmanıSumru Uzun · Bilgi Yayınevi · 201794 okunma
Ben Yaşamak İsterdim
"Ben yaşamak isterdim. Her akşam evimizin küçük salonundaki odun ateşinin yanında, babam annem ve kız kardeşimle oturup, beraber söylediğimiz şarkıları söylemeye devam etmek isterdim. Babamın kış için odun keserken biden durup, yavaşça mendiyle alnını silmesini, annemin tencereleri dizerken arada bana bakıp gülümsemesini tekrar tekrar görmek isterdim ve dostum Fabrios'la her yaz o en büyük meşhur kayadan, mahallenin diğer çocuklarıyla birlikte mavi dereye atlama yarışı yapmayı, güneşi, kışı, dalgaları, rüzgarı yeniden hissedebilmeyi..."
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Mutlu ve Sumru iki kız kardeş, bir de küçük erkek kardeşleri var. Sumru psikologken Mutlu da bir ameliyathane hemşiresidir. Bir gün Mutlu'nun geçirdiği bir kaza sonucu bacağı kırılır ve ablasıda ona refakat etmeye başlar. Bir haftalık bir süreçte aralarında yaşanan olayları ve konuşmaları okuyoruz kitapta. Belki ömürleri boyunca hiç konuşmadıkları kadar konuşup bazı noktalarda birbirlerine açılıyorlar zira Mutlu'nun pek de rayında olmayan bir evliliği söz konusu. Bazen çocukluklarına atıfta bulunan Sumru bazen de iç dünyasına yaptığı yolculuklarını yansıtıyor bize. Sumru'nun psikolog olup asla empati yapamaması, karşısındakini anlayamaması beni çok rahatsız etti. Kitap dil açısından okutturucu olsa da iki belirgin karakter de düşüncelerime aykırı olduğu için sevemedim. Ancak yeni bir yazar keşfetmiş olmak ve bu kadar basit bir konuyu 120 sayfa boyunca okutturmayı başarmasını görmek beni sevindirdi.
Akvaryumda Ölü Bir Balık
Akvaryumda Ölü Bir BalıkMürselin Kurt · Ayrıntı Yayınları · 201263 okunma
İyi aileler, iyi çocuklar istiyordu. Yalnızca uslu, laf dinleyen, beklentileri karşılayan, temizliği bakımı kolay, sevimli ve zeki çocuklar alıyorlardı. Okullar hem üstün özellikli hem dayanıklı, uysal ama bir o kadar da şirin kız ve oğlanları pazara sürmek için kıyasıya yarışıyor, sıkı bir eğitim programıyla onları satışa çıkarmadan önce tam istenilen kalıba sokuyordu. İşte Sumru, havada kapışılan bu mükemmel çocuklardan biriydi ve bugün en az kendisi kadar iyi bir kardeşe kavuşacağı için tuhaf bir heyecan içindeydi.
Sayfa 8
96 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Küçük prens kitabı hakkında çoğu zaman ne düşüneceğime karar veremiyorum. Büyükler için yazılmış bir kitap olarak düşünmek ve böylesine güzel bir kitabın bize yazıldığına inanmak mı daha güzel, yoksa bunun bir çocuk kitabı olduğunu kabul edip; içimde hiçbir zaman büyümesine izin vermeyeceğim küçük bir kız çocuğunun daima kalacağını bilmek mi beni daha çok mutlu eder karar veremiyorum. Sanırım burada beni en çok da küçük prensi elime aldığım zamanlarda ki ruh halim belirliyor. Her ne şartta olursa olsun yüzde bir tebessüm bırakmaktan geri kalmıyor. Özellikle bir cümle var ki (“Şu büyükler kesinlikle çok tuhaf oluyorlar.”) kitabı her okuduğumda kendimi sorgulamama sebep oluyor. Şu an çocukluğuma dönüp büyümüş olan kendime baksam bende Küçük prens gibi mi düşünürüm?
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Mavi Bulut Yayıncılık · 2016236,1bin okunma
328 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
12 yaşında, hayatına talihsiz başlamış ve yazık ki benzer talihsizliklerle karşılaşmış küçük bir kız... . . Dikkat çekecek kadar üstün zekalı; hayatı, çevresini sorgulayan, özellikle çevresindeki insanları inceleyip hastalıklarına teşhis koymaya meraklı ve etrafına pozitif enerji saçan biri minik kahramanımız. Öyle ki, umutsuzluğa kapıldığı anlarda bile etrafına tılsım saçmaya, ilham vermeye ve hayatlarını iyileştirmeye devam ediyor.. . . Haftasonu ailece izlenecek bir yabancı film tadında, naif bir hikayeye sahip olan, dili akıcı bu romanı severek okudum... . .
Mucizeleri Saymak
Mucizeleri SaymakHolly Goldberg Sloan · Domingo Yayınevi · 2014582 okunma
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.