Sosyo-kültürel düzenin düşüncelerimize işlediği "eğer bu şekildeyse, sonuç bu olacaktır" kalıbı, yıkmamız gereken en büyük tabudur. Çünkü hayat en büyük güzellikleri, engel gibi görünebilecek zorluklar veya eylemlerle beraber karşımıza çıkarabilir. Yıkılması gereken bu tabu, yıkılmak yerine bizi ve şekillendirdiğimiz hayatımızı kontrol etmeye devam ederse, en büyük mutluluğu elimizle itmiş de olabiliriz. Hayatımızın ilerleyen sürecinde ilk kez "keşke" dememize de sebep olabilir. Bu yüzden tabular, kalıplar, ön yargılar ve sosyo-kültürel düzeni bir tarafa bırakıp anın getirdiğini ve karşımıza çıkanı, zamanın akışıyla yaşamalı ve tecrübe etmeliyiz. Aksi taktirde doğru zannettiğimiz yanlışları da hayatımıza almış olabiliriz, yanlış zannettiğimiz doğruları da itmiş olabiliriz.