Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alparslan Türkeş beyanatı - 27 Mayıs Sonrası
"O tarihlerde devrin idaresine karşı, memleketi korumaya ve vatandaşı içinde bulunduğu açlık ve sefaletten kurtarmaya çalışıyorlardı. Memlekette yolsuzluk almış yürümüş, idaresizlik artık tamamen su üstüne çıkımış bulunuyordu."
Sayfa 5
Adnan Menderes, 27 Mayıs ihtilalinin hemen ertesi günü Harp Okulunda, kendisiyle görüşmeye gelen Kurmay Albay Alparslan Türkeş'e o andaki duygularını şöyle açıklamıştır: "... Memleket idaresine elkoymanıza sevindiğimi samimiyetle belirtmek isterim. Çünkü benim geceleri gözü­me uyku girmiyor, memleketi bu çıkmazdan nasıl çıkaracağımızı düşünüyor, bir hal çaresi göremiyordum. Muhalefet amansız bir şekilde yakamıza yapışmıştı. Acele bir seçim yapsak, seçim sandıklarının başını ne hale getireceklerini bütün memleket biliyordu. Havanın yatışmasını beklemek için seçimi geri bırakırsaık, bu gidişle havanın yatışması değil, hergün biraz daha bozulması mukadderdi. İstifa etsek, bu defa da vazifeden kaçtı diye yapmadıklarını bırakmıyacaklardı. Şimdi tarafsız bir şekilde ordunun işe el koyması ve tarafsız bir seçim yapınağı taahhüt etmesi, Türkiye için en isabetli bir yol olmuştur."
Sayfa 22
Reklam
Adnan Menderes, ihtilalcilerden Orhan Erkanlı'ya "Tam zamanında yaptığınız tarafsız müdahale ile, bizi de, milleti de kurtardınız! " diyebilmiştir.
Sayfa 21
Alparslan Türkeş - 27 Mayıs Sonrası beyanat
Memleket hastaydı. Memleketin ateşi her geçen gün biraz daha artıyor, memleket şiddetli şoklarla titriyor ve cidarları gevşiyordu. Memleketin müdahale edilmesi çok gerekli olan bir durumu vardı. Ateş bacayı sarmıştı. Vaziyet bu idi amma, hasta ile ilgilenecek adamı bulmak mümkün olmuyordu. Hasta kendi başına bırakılmıştı. Türkiye kaybolmakta, Türk toplumu memleketin sınırları içinde gittikçe küçülmekteydi.
Sayfa 13
Alparslan Türkeş - 27 Mayıs Sonrası beyanatı
Bir memleket düşününüz ki, açtı .. Ve aç olan o memleketin idarecileri, aksırıncaya, tıksınncaya kadar yiyor ve aç halkla alay ediyorlardı ... Bunlar, ihtilal fikirlerini besliyor, bunlar bir noktada aniden geri bıraktığı idareyi askerin ele alması gayret ve faaliyetinin yeniden başlamasını körüklüyordu. Ordu'da genç subaylar, üstlerini durmadan tazyik ediyorlardı. Ordu'da alttan gelen şiddetli bir itme, üst mevkilerde bulunan bazı memleketçi rütbeleri, hatta zaman zaman güç durumlara sokuyordu. Memleket bünyesi sarsıntılar geçirmekteydi. Sosyal tazyiklerle kımıldıyor, sağda, solda üzerinde dikkatle durulması gereken olaylar cereyan ediyordu.
Sayfa 13
Alparslan Türkeş - 27 Mayıs Sonrası beyanatı
Bütün bu anlattıklarım, çizmeye çalıştığım yurdun acıklı ve düşündürücü tablosu, ilk ihtilal fikirlerinin tohumlarını yeşerten olaylar ve dekordur. Baştakiler yaşı­yor, halk ölüyordu. Baştakiler halkı öldürmek, Türkiye'yi cihan haritasından silmek pahasına francala yiyor ve lüks arabalarında büyük şehirlerde piyasa edip kadınlarla zevk-ü safa içinde yaşıyorlardı.
Sayfa 10
Reklam
Alparslan Türkeş - 27 Mayıs Sonrası beyanatı
Memleket tek parti diktatörlüğü altındaydı. Sadece dalkavukların sözü geçiyordu
Sayfa 7
Bir rejime, "sırtımızda yumurta küfesi yok" diyerek sorumsuzca ve inançsız girişilir ise; bunun buhranlar yaratmasını ve yine bu samimiyetsizlik nedeniyle rejimin korunup, güçlenmesinin mümkün olamayacağını peşinen kabul etmek icabeder.
Sayfa 2
ALPARSLAN TÜRKEŞ İHTİLÂLE NİÇİN KATILDI?
Alparslan Türkeş, "27 Mayıs'a kadar olan hayatımız hiçbir kimsenin şüphesini davet edecek bir husus arzetme­miştir.." der ve ilave eder: "27 Mayıs'tan önceki hüviyeti­miz Türk Ordusu içinde hizmet eden mütevazi bir subaylıktır. Bu hizmetlerimiz ordu içinde bulunduğumuz süre içinde daima takdire mazhar olmuştur ve ordunun
Takdim
27 Mayıs ihtilali ile ilgili geniş tartışma ve değerlen­dirmeler yapıldı. Bu tartışma ve değerlendirmeler devam da edecek. Fakat biz, burada, böyle bir tartışmaya ve değerlen­ dirmeye girmeyeceğiz. Amacımız, 27 Mayıs ihtilaline katıl­mış olan Kurmay Albay Alparslan Türkeş'i, ihtilalin bünyesindeki düşünce ve tutumu ile