- Niçin seversin Güntülü?
...
- Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem belki mâkul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim.
- Kan mı bu? diye sordu Etienne bütün cesaretini toplayarak.
- Hayır, kömür tozu... İçimde ölene dek beni ısıtacak kömür var. Oysa beş yıldır aşağı inmedim. Farkına varmadan içimde biriktirmişim herhalde. Neyse, aldırma canım! Koruyor insanı!
Olympia Yayınevinden çıkan 19. yüzyılda yaşamış Alman filozof, politik ekonomist ve bilimsel sosyalizmin kurucusu olan Karl Marx'ın Das Kapital kitabı ile sizlerleyim. Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyete ait olması ile birlikte bunların kar ile işletilmesine dayalı bir sistemdir. Tamamen ekonomik sistem olan Kapitalizm
Benim diyalektik yöntemim, Hegelci yöntemden yalnızca farklı değil; onun tam karşıtıdır da. Hegel için insan beyninin yaşam süreci, yani düşünme süreci - Hegel bunu "fikir" ( idea) adı altında bağımsız bir özneye dönüştürür - gerçek dünyanın yaratıcısı ve mimarı olup, gerçek dünya, yalnızca fikrin dışsal ve görüngüsel (fenomenal) biçimidir. Bizim için ise tersine, fikir; maddi dünyanın insan aklında yansımasından ve düşünce biçimlerine dönüşmesinden başka bir şey değildir.
Sermaye," diyor Wakefield, "toplumun bütün üyeleri arasında eşit oranlarda bölünmüş olsaydı, hiç kimse kendi elleriyle kullanabileceğinden daha fazla sermaye biriktirmekte yarar görmezdi
Para, insan emeğinin cisimleşmesinin toplumsal olarak kabul edilmesi yönünden ele alınırsa değerin ölçüsüdür, belirlenmiş bir madeni ağırlık yönünden fiyatın ölçüsüdür.
Hem Hristiyanlığın kiliselerinde hem İslamın camilerinde, tüm inananların ''kardeşliği'', ''Allah katında herkesin eşit olduğu'' türünden söylemlerle yanılsama sürdürülür. Ama ertesi gün, zengin Hristiyan ya da Müslüman patron, tıpkı eskiden olduğu gibi, kendi inanan işçi dostlarını sömürmeye, soymaya, aşağılamaya ve aldatmaya devam eder. Dinin teorisi ve pratiği arasında bu gözle batan çelişkiye dikkat çekildiğinde ise, üzgünce başlarını sallayacaklar ve bu günahkar dünyada insanoğlunun mükemmel olmadığı gevelemelerini mırıldanacaklardır. Bu gevelemeler işçiler için küçük bir tesellidir.
Bununla birlikte, Aristoteles'i metalara değer atfetmenin, aslında her emeği eşit insan emeği olarak ve bunun sonucunda da eşit nitelikte emek olarak ifade etmenin bir biçimi olduğunu fark etmekten alıkoyan önemli bir gerçek vardı. Bunun doğal temeli, Yunan toplumu kölelik üzerine kurulduğu için insanların ve onların emek-güçlerinin eşit-sizliğiydi. Değer ifadesinin sırrı, yani her tür emeğin genel anlamda insan emeği oldukları için eşit ve eşdeğer bulunmaları, insanların eşitliği düşüncesi, halkın ön yargıları arasına yerleşmedikçe çözülemez.
Kapitalist üretim tarzının hüküm sürdüğü toplumların zenginliği, kendisini "muazzam bir meta yığını" olarak sunar. Tekil meta bu zenginliğin temel biçimi olarak ortaya çıkar.