Güzel şeyler çabucak anlatılır ve dinlenmesi pek keyifli değildir; öte yandan rahatsız, yürek oynatan, hatta dehşet verici şeylerden iyi bir hikâye çıkabilir, her halükârda anlatılmaları uzun sürer.
Bizim için her bakımdan iyi günlerdi ve en fakirimizin bile harcayacak ve borç verecek parası ve sırf eğlence uğruna güzel şeyleri, hele günümüzün dünyasında eşi benzeri bulunmayan fevkalade ve büyülü oyuncakları yapmak için zamanı vardı.
Yıldızlar çok daha parlaktır
Paha biçilmez mücevherlerden
Çok daha beyazdır ay
Hazinelerdeki gümüşten;
Akşam alacasında ocakta yanan ateş
Parlaktır madenden kazılan altından
Ya niye dolaşırsın ki oralarda?
"Gerçek öykülerin âdeti de budur işte. Hoşuna giden bir tane öykü seç. Dinlediğin öykünün nasıl bir öykü olduğunu, yani sonunun mutlu mu mutsuz mu olduğunu bilebilirsin, veya tahmin edebilirsin ama içindeki kişiler bunu bilmezler. Sen onların biliyor olmasını istemezsin zaten."