Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendileriyle bir olmayanlar, kendilerinden kaçanlar ve başkalarında sadece unutuşu arayanlar, kendileriyle arkadaş olamazlar.
Fakat artık, her biri birbirine benzeyen onca uzun yıldan sonra, herhangi bir arzusu kalmamış. Yaşama karşı kayıtsız, basitçe hayatını sürdürmektedir.
Reklam
Unutuşu arayanlar tembellikle şarkı söyler ve el şaklatırlar; düş sesleri uzayan gece içlerinde, mika pervazlı fenerin loş ışığı altında çınlar. Sonra, yavaş yavaş sesler alçalır, boğuklaşır, sözcükler ağırlaşır. Nihayet kefçiler sessizdir, vecd içinde gözlerini çiçeklere dikerler. Zevk ve sefalarına düşkün, şehvetperesttirler; belki de bilgedirler. Fas yeraltı dünyasının en karanlık köşelerinde bile bu tür insanlar, zevkin düş saraylarını inşa etme özgürlüğüne sahip oldukları büyülü ufuklara ulaşabilirler.
Bir ev, bir aile, bir mülk veya kamusal bir görev sahibi olmak, belirli bir geçim yoluna sahip olmak ve sosyal makine içinde yararlı bir çark olmak... Bütün bunlar insanların büyük çoğunluğuna, entelektüeller ve hatta kendilerini bütünüyle özgürleştirmiş addedenlere bile, gereklilik hatta zaruret olarak görünür. Ancak, bu tür şeyler ötekilerle temastan, özellikle düzenli ve sürekli bir temastan doğan bir farklı bir tür kölelik biçimidir sadece.
Yolun kenarında oturup, karşısında uzanan açık ufku tarayan sağlıklı yaya toprağın suyun ve hatta gökyüzünün mutlak efendisi değil midir? Hangi ev sakini güç ve zenginlikte onunla yarışabilir? Mülkünün sonu yoktur, krallığı yasa tanımaz. Onu hiçbir iş yere eğemez, çünkü toprağın cömertliği ve güzelliği zaten onundur. Bizim modern toplumumuzda göçebe ''mesken ya da ikametgah bilmeyen'' bir paryadır. Görünüşünü düzensiz buldukları birinin isminin yanına birkaç sözcüğü ekleyerek, yasa yapan ve uygulayanlar bir insanın kaderini belirleyebilirler.
Kendileriyle bir olmayanlar, kendilerinden kaçanlar ve başkalarında sadece unutuşu arayanlar, kendileriyle arkadaş olamazlar. Onların sevilmeye değer bir yanları yoktur der Aristoteles.
Reklam
80 syf.
7/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Unutmayı Aramak...
Isabelle Eberhardt, 'Unutuşu Arayanlar" eserinde toplamda 12 adet esere yer vermiş. Eserdeki öykülerin adları sırasıyla; Dışarıda, Mavi üniforma, Achoura, Mühtedi, Suçlu, Taalith, Rakip, Buyucu, Kara kalem yazıları, Unutuşu arayanlar, Gecenin soluğu ve La petite gironde editörüne mektup... Yazar, çok genç sayılabilecek bir yaşta daha 27 yaşında iken 1904 senesinde bir sel baskınında vefat etmiş. Kısa, vurucu, halkın iç dünyasına pencere açan hikâyeleri ile üretken bir eser meydana getirmiş. Okumanızı tavsiye ederim. Her zaman dediğim gibi okuyup okumamak tamamen sizin kendi keyfiyetinize kalmış bir durum. İyi okumalar...
Unutuşu Arayanlar
Unutuşu ArayanlarIsabelle Eberhardt · Alakarga Sanat Yayınları · 201222 okunma
... Davamın tamamen meşru olduğuna inanıyorum.
Sayfa 77 - Alakarga Sanat Yayınları, 1.Basım: Eylül 2012, İstanbulKitabı okudu
Çok geçmez, yaşam yeniden başlar...
Sayfa 67 - Alakarga Sanat Yayınları, 1.Basım: Eylül 2012, İstanbulKitabı okudu
"...Neden ölmeliyim? Gencim. Yaşamak istiyorum."
Sayfa 57 - Alakarga Sanat Yayınları, 1.Basım: Eylül 2012, İstanbulKitabı okudu
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.