Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder.
Yazarın bu kitabında o dönemde yaşanan ; Devlet, bürokrasi, bilim, haşhaşi ve din knunusu üzerinde durmuştur.. Kitabın asıl kahramanı elbette Ömer Hayyam'dır.
Özellikle Ömer Hayyam, Nizamül Mülk ve Hasan Sabah'in aynı dönemde yaşaması, küçüklük okula birlikte gidip sonra yollarının farklı yerlerde ayrışması bambaşka bir olay.
Yine Ömer
İslamın altın çağında yaşamış altın bir insan yıldızların efendisi deli yürek Ömer Hayyam.
İsminden dolayı kendisinin Fars olamayacağı belki de Türk kökenli olduğu tartışmaları yapılmakta. Ama bunun pek önemi yok. Bizler gibi doğulu olduğuna şüphe yok en azından. O yüzden bizden biri.
Bilim adamı kimliğiyle ilgili üç beş kelam etmek isterdim ama
Kitapta anlatılan dönem hakkında pek bilgim yoktu bu sebepten minik bir araştırma yaptım. Ömer Hayyam ile ilgili de çok bilgi sahibi olmadığımı fark ettim. İleri seviyede bir matematikçi olduğunu ve harika rubailer yazdığını biliyordum ancak mistik yönünü bu kitap sayesinde keşfettim.
Mistik konulara bayılırım bu kitabı elimden düşürmeden okudum diyebilirim.️ İlgimiz yoksa tarihin anlatıldığı kitapların genelde sıkıcı gelebileceği düşünülebiliyor bu eserde öyle bir hayal dünyası kurulmuş ki asla sıkılmayacağınıza eminim. Hatta o dünyaya misafir olmayı hayal edebilirsiniz.
Ömer Hayyam, Melikşah, Hasan Sabbah, Nizam-ül Mülk etrafında gelişen olaylardan oluşan kusursuz bir tarihi roman.
Sayfaları çevirirken Ömer Hayyam’ın zekası beni hayran bıraktı. Hasan Sabbah çok şaşırttı. Ters köşe olduğum olaylar okudum.
Beğendiğim eserler hakkında konuşmayı çok severim. Bir yerden sonra da ipuçları veririm ve bu durumun heyecanınızı kaçırma riski var. O yüzden anlatımımı kısa kesiyorum. Son olarak şunu söyleyeceğim. Yasmi ve Ömer’in aşkı sizi çok etkileyecek. Aşkı, şarabı, gökyüzünü seyretmeyi ve kendi dünyanızı kurmayı seviyorsanız asla okumayı ertelemeyin.
Her batan ve yeniden doğan güneşin gözleri önünde, bu insan denilen aciz kurtçuklardan binlercesi unutuluşa sürüklenecek ve diğer binlercesi de dünya adı verilen bu pislik yığınına dahil olacak.
Eninde sonunda evlenme çağına gelmiş kadınların girdiği çarşafa girecekti. Ne var ki içindeki bir ses ona aşkını duvar ve kafeslerin hapsedemeyeceğini söylüyordu.
Ali hoca eline bir kalem ile pek ender bulunan beyaz bir kağıt aldı.
"Bana çok açık görünüyor ki" diye yazmaya başladı, "talebem Ömer Hayyam yetenek olarak Bağdat'lı Hoca'ya eşittir. Benim bilmediğim bir sırrı var ve onunla problemleri çözümüne ulaşıyor. Bu bilgiyle ne yapacağını söylemek imkansız, çünkü, muhayyilesinin esiri olmuş.
Kendisine bencileyin değersiz Ali'den daha sadık bir köle bulunamayacağını senin de gayet iyi bildiğin hamimiz için belki de yararlanabilir olan bu bilginin. evimde geliştirilmiş olmasına dua ediyorum."
Bir şairin yeteneği oldukça tehlikelidir. Çünkü yeteneğinin görevi hayal gücünü uyandırmak ve kışkırtmaktır. Şair büyük bir şeyi küçük, küçük bir şeyi ise büyük bir şey olarak gösterebilme becerisine sahiptir.