Kadınların dünya bilgeliği akıl yürütmek değil, tersine hissetmektir.
Dinde her şey gelip eyleme dayanır.
Çoğu insanın dini bilgisi vardır ama dini inancı yoktur.
Din, tanrısal buyruk olarak tüm ödevlerimizin bilinmesidir.
Bir insanın din olmadan yaşamında mutlu olması olanaklı değildir.
Ölümle her şeyin son bulduğu ve ona olan yüce inancın geleceğe yönelik umuda dönüşmediği düşüncesine katla nabilen dürüst bir can hiçbir zaman yaşamamıştır.
Sevgi, aklın yasa yoluyla emrettiği şeye karşı insan doğasının eksikliğini tamamlamak için gerekli bir parçadır.
Karşılıklı ilişkilerinde insanlar için en büyük tehlike diğerine haksızlık yapmaktır.
Hiçbir zaman bir şey, haksızlıktan daha fazla insanı kızdıramaz, katlandığımız diğer tüm kötülükler hurtun yanında hiçtirler.
Yüreklilik salt bir yaradılış özelliğidir. Buna karşın cesaret ise ilkelere dayanır ve bir erdemdir. Akıl kararlı kişiye, doğanın zaman zaman ondan esirgediği gücü verir.
Yalan söylemek insanı aşağılama nesnesi yapar ve bu ya lan herkesin sahip olması gerektiği saygıyı ve doğruluğu çalmak için bir araçtır.
Yalan insan doğasında yer alan asıl kötü kusurdur.
Doğruluğu her insandan istemeliyiz.
Birisi kendine ya da bir başkasına söylediği şeyin doğru olduğunu her zaman garanti edemez. -Ama inancının ya da itiraflarının samimi olduğunu garanti eder, çünkü bunlarda doğrudan doğruya bir bilince sahiptir.
Bir insanın sahip olduğu alışkanlıklar ne kadar fazlaysa, o insan o kadar az özgür ve bağımsızdır.
Doğruluk bir karakterin ayırıcı ve en önemli özelliğidir. Yalan söyleyen bir kişinin şahsiyeti yoktur.