Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadınlar için yazılan romanlarda “kendini gerçekleştirmek gibi bir derdi olmayan" kadın kahramanların payına sıkılıyor!
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yeraltı Edebiyatı isimlendirilmesi takılmış kitapları severek okuyan okurlara müjde gibi bir kitap. Yeraltı türünde yazılan deneme kitapları olmaz yoktur diye düşünürken bu kitabı alıp okumuştum. Kitabın faydası daha sonra okuyacağınız sert eserleri daha iyi anlamanız kavramanız olacak.
Kovulanın İzi
Kovulanın İziYaşar Çabuklu · Metis Yayıncılık · 201458 okunma
Reklam
sunulan sistemin ana bileşeninden mahrum bırakma
Vatandaşlık olgusunun gelişmesi ile birlikte, bedene acı vermek şeklindeki cezalar yerini hapis cezasına terk etmiştir. Kapitalizmde bireyin sahip olduğu en önemli şeyin özgürlük olduğu kabul edilir. Hayatın her alanında niceliksel değerlendirmeyi öne geçiren kapitalizm, cezada da aynı ölçütü kullanır. Suçlu suçlunun ağırlığına göre belirli bir süre özgürlüğünden mahrum bırakılır; hapishaneye kapatılır. Hapis cezası "eşitlikçi" bir cezadır. Herkesin özgür olması gibi, herkese hapis cezası da verilebilir. Kapitalizmde özgürlük, asıl olarak para kazanma özgürlüğüdür. Özgürlük bu nedenle zamandan ayrılmaz. Vakit nakittir. Hapise girerek özgürlüğü kısıtlanan birey, sadece manen değil, nakden de zarara uğramış olur.
Kapitalizm öncesi asıl/kopya ikiliyi çerçevesinde hayalet, ikiz, gölge, yansıma ölüme göndermede bulunurken 19 yüzyılda hiçbir şeyin "tıpkısı" kalmıyor. Seri üretimle birlikte neyin asıl, neyin kopya olduğu ayırt edilemez hale geliyor. Her şeyin ikame edilebilirliği ile birlikte ölüm artık görülemez, izlenemez bir biçimde tüm toplumsal ilişkilere yayılıyor.
Ölüm düşüncesini önemli kılan bir diğer nokta, onun doğrudan "Gösteri Toplumu"nun bir eleştirisini ifade etmesidir. Kapitalizmin gelişmesi ile birlikte toplum hayatı bir gösteriye dönüşmüştür. Kitle iletişim araçlarının, eğlence ve şov endüstrisinin hakim olduğu bir toplumdur bu. Sessizliğin erdemi son bulur, gürültünün hakimiyeti başlar. Pazar yerinin gürültüsüdür bu Nietzsche'nin deyimiyle. Gündelik olan her şeye egemen olur. Bireyi kendi varlığını ne kendi içinde sorgular ne de daha geniş bir bütünün içinde düşünür. Toplum yaşamı ona vaktini düşünmeden geçirmesini sağlayacak binlerce araç sunar. Her insan kendine uygun görünen bir rolü benimser ve bu rolün arkasına gizlenir. Böylece gerçek kişiliklerini sürekli saklayarak rollerini oynayan bir insanlar kümesidir modern toplum.
Aaaaaaaaaaaaa
İnsan üst beyin faaliyetlerinden uzaklaşarak hayvanlarla paylaştığı alt beyin faaliyetlerine yöneliyor. Geçmiş geleceğe yönelik olarak kurtarılamamakta. Geçmiş insanı çekiyor. Kendinin unutulmasını, insanlığın hafıza kaybını cezalandırmak istercesine. İntikamını tek yolla alabilir: Büyük Çöküntü sonucu insanlığın zamanı geriye yönelik olarak yaşaması, geçmişteki her ânın başlangıca yaklaşmanın yol açtığı dehşet duygusu içinde yeniden yaşanması.
Reklam
Amerikan cenaze şirketlerinin reklamları ise ölümün ticarileştirilmesinin vardığı boyutu göstermek açısından çarpıcıdır: “ Ölünüz, gerisiyle biz meşgul oluruz”, “Bu her insanın başına bir kez gelir.”
Eskiden ruhsal bozukluklar bir kapatılmanın konusu iken bugün neredeyse her “normal” yurttaşın bir terapisti vardır.
Birinin ölümünden bahsedildiğinde bu “biri” hiçbir zaman insanın bizzat kendisi olarak düşünülmez. Ölüm daima bir başkasına, “öteki”ne ait bir gerçeklik olarak algılanır.
Hippiler zengin Amerikan toplumunun bir aykırı lüks mamulü olup çıkıyor. Punk ise sinik bir hareket olmakla kalmıyor. Tehlike bir red, cinsellik ve şiddet, nihilizm, yok olma arzusu, parçalanıp dağılma özlemi, hepsi var Punk’ın içinde. Punk kültürlü insanların ve hippilerin nefret ettiği fast-food ve plastik tatlı yiyeceklerin müdavimi. Hippiler medyayı bilmez, ondan uzak dururlardı. Punk ise medyayla ilişkiye giriyor. Ama nasıl: hem medya Punk’ı kullanıyor hem de Punk medyayı sürekli sabote ediyor.
Sayfa 73 - Metis, 2.Basım Şubat 2014Kitabı okudu
Reklam
Uysallar dizisi, Punk etrafında şekillenmiştir. (Hakan gÜnday Senarist)
Punk ekonomik kriz ve işsizliğin egemen olduğu 1970’ler ortası İngilteresinde ortaya çıkıyor. Punk hareketini oluşturanlar devletten çok düşük bir işsizlik yardım alan ve gelecek umutlari olmaya gençler. Punk argoda “ hiçbir işe yaramayan, değersiz” gibi anlamlara sahip. “Dada” gibi önemsizliği çağrıştıran bir kelime. Zaten punk da kendini yeni Dada olarak tanımlıyor. İşsiz, anti-burjuva gençlerin katıldığı Punk bir bakma proleter bir “ Toplumsal Artık”. En önemli İngiliz Punk topluluğu Sex Pistols, God Save the Queen adlı şarkısında şöyle diyor: “ Biz çöp tenekesindeki çiçekleriz” 
Sayfa 72 - Metis, 2.Basım Şubat 2014Kitabı okudu
Lütfen artık Sade’i sevmeyin kendi pis rezil bir insandır :P
Öte yandan Sade şiddeti kendi etinde de duymak ister, kendini Kamçılattırır. Hem cezalandırmak hem de cezalandırılmak ister. Sodomiyi uygulamakla kalmaz, kendine de uygulattırır. Erkeklik kalıbı ona dar gelir, kadın olma arzusu duyar. Kendi vücudu, ruhu topluma karşı duyduğu kinle sarsılsın ,örselensin ister. Yalnız insanlığı değil yerküreyi de yok etmeye yöneliktir onun şiddeti.
Sayfa 105 - Metis, 2.Basım Şubat 2014Kitabı okudu
Sadistlik yapan kişi kendi zevkine bakar… partneri umrunda değildir
Sade’daki şehvet ortak, eşitce paylaşılan bir şehvet değildir. “ Kendisiyle birlikte başkasının da zevk aldığı fikri, kişiyi zorbalığın doğuracağı anlatılmaz çekicilikleri zararlandıran bir çeşit eşitliğe sürükler… Bölüşülen her zevk azalmaya başlar”.
Sayfa 105 - Metis, 2.Basım Şubat 2014Kitabı okudu
Sade’nin cinselliğe yaklaşımı ve karakterleri
“ Bir kadınla yatarken zorba olmayı istemeyen kimse erkek değildir” der Sade. Ona göre doğa insanı yaratırken çiftleşme ve öfke edimlerini aynı şeyler olarak düşünmüştür. Şehvet krizinin kudurganlığı buradan gelir. Ama Sade’daki şehvet hiçbir zaman insanın kendinden geçmesine, varlığını artmasına neden olacak bir şehvet değildir, insanın aklı tarafından denetlenir. Sade’ın kahramanları birleşme sırasında beyinleri ile ilgilerini kesmemiş, kendilerini coşkuya terk etmeyen, partnerleriyle aralarındaki bağlantıyı sadece simgelerle kurabilen kişilerdir. Sevgililerin nasıl zevklendiğini gözlerler. Tasarlanmış bir zorbalık onlara zevki yaratanın kendileri olduğu duygusunu verir.
Sayfa 105 - Metis, 2.Basım Şubat 2014Kitabı okudu
İnsanın boktan kurtulma süreci : D
19. yüzyıl öncesi feodalizmde gelişkin lağım sistemleri yoktu. Pis sular her evin yanına kazılmış çukurlara akıtılırdı. Ancak 20. yüzyılın başlarından itibaren her evin ayrı bir tuvaleti olabilmiş ve bunlar ortak lağım sistemine bağlanmıştır. Yani modern kapitalizimle birlikte insanların bokları birbirine karışmış, aynı lağım sistemine sıçar olmuşlardır. “ Toplumsal vicdan”ın gelişmesi ( bir temizlenme ve bastırma sürecidir) ile lağım sisteminin gelişmesi Atbaşı gitmiştir. Klozetin yaygınlaşmasıyla insan bokunu da zor görebilmektedir. Aynı şekilde çöp Bacaları vasıtasıyla çöp de göz önünden uzaklaştırılmıştır.
Sayfa 57 - Metis, 2.Basım Şubat 2014Kitabı okudu
310 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.