Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İSTEDİĞİNİ YAP...
Eskiden iyi meslekti doktorluk, Şimdinin modası mühendislik. Sana bir şey söyleyeyim mi? İyi meslek yoktur. Mesleğini iyi yapan insanlar var, Kerem ile Aslı'nın aşkı birinci. Leyla ile Mecnunun ki ondan sonra, Sana bir şey söyleyeyim mi? Büyük aşk yoktur! Aşklarını büyütebilen insanlar var mı? İstediğini yap, Çok geç kalmadan, Daha güç olmadan, İstediğini yap, Her şey bitmeden...
Türkiye 'de hiçbir zaman böyle bir ortam olmamıştı bana sorarsan. İlk kez bu kadar büyük bir din - din dışı ayrımı var. Hiçbir zaman böyle bir şey görmedim.
Sayfa 285Kitabı okudu
Reklam
Tek inançla, tek gözle, süregelen bir şeyin peşinde değildim zaten. Hep değiştim, düşüncelerim de az buçuk oynadı yerinden.
Sayfa 277Kitabı okudu
Radikal insan, uzlaşmayan insan demek aynı zamanda.
Sayfa 190Kitabı okudu
Zaten ben müzisyenlerin şarkıcısıyım aslında. Yani beni müzisyen olan herkes sevdi.
Sayfa 164Kitabı okudu
Pazartesileri bazen iyidir :)
Kimsenin aklına gelipte şöyle bir dışarı çıkayım demediği ; ancak seni gerçekten dinlemek isteyen insanların geleceği bir gün pazartesi.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Beğeniyorsan saygı duymayı da bileceksin. Ama işte Türkiye'de insan haklarına, emeğe duyulan saygıya dair, bunun müzik sektöründeki karşılığına dair bir örnek bu. Her şey yanına kâr kalıyor insanın.
Sayfa 123Kitabı okudu
Hayat güzeldir, sen görürsen... ( Anlamsız isimli eserinden)
Tv'ye çıktığım zaman, bir hafta evden dışarı çıkmamayı tercih eden bir adamım. Beni tanırlar filan diye.
Müzikle hiçbir zaman para kazanamadım.
Reklam
Çocukluktaki boyutlarla daha sonraki boyutlar çok farklı oluyor. Tekrar çocukluğundaki mekânlara gidip de baktığın zaman hakikaten hayretler içinde kalıyorsun.
Hacı Bektâş-i Veli’yi Alevi yolunun başlangıcı, suyun başı olarak sunan yapay tarih tezi, bu yolla inanışın öncesini karartmış olmakla yetinmez. Osmanlı’da I. Mehmet döneminde filizlenen Alevilere karşı duyulan öfkenin en üst noktasına 1444 yılında Fatih Sul­tan Mehmet’in ilk saltanatında ulaşıldı. On iki yaşındaki ço­cuk padişah, bir Sırp prensesi olan annesi Despina’nın teşviki ve Ortodoks anne-babadan olma Vezir-i Azam Mahmut Paşa ve Acem müftü Fahrettin’in telkini ile Alevileri Edirne’de diri diri yaktırdı. Fatih Sultan Mehmet’in annesi Despina, Padişah annesi olmasına rağmen inancından hiç ayrılmamış, Fatih’in kendisine tahsis ettiği bir Ortodoks manastırında yaşamını bir rahibe olarak sürdürmüş, inançlı bir Ortodoks’tu. Osmanlı’yı kesin olarak Alevilerden ayıran ve Alevileri Safevi Devleti’nin kucağına iten çabalar onun eliyle başlatıldı. Alevilik üzerindeki Şii istilası da bu tarihten sonra gelişti.
Berzah alemi
"Sizi topraktan yarattık, yine oraya döndüreceğiz ve bir defa daha sizi oradan çıkaracağız." (Taha,20/55)
Sayfa 242Kitabı okudu
Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı’ndaki kadim izler şüphesiz çok daha fazla idi. Ancak Osmanlı Sultanı II. Mahmut, Alevi Bektaşi tekkelerini kapatarak 1834 yılında Hacı Bektaş Dergâhı’na bir Nakşibendî şeyhi atadı. Nakşibendî şeyhi ilk olarak dergâhın içine bir cami inşa etti ve dergâhın geçmişi ile ilgili izlerini yok etti. Hacı Bektaş-ı Velinin yattığı Pir Evi’nin kitabesi, bu dönemde yerinden sökülerek ortadan kaldırılmış olmalıdır. Pir Evi’nin girişindeki revakta, sağda ve solda altışar adet olmak üzere on iki Veli’nin mezarları vardır. Bu mezarların bir kısmının mezar taşları kayıptır. Pir Evi’nin merkezini oluşturan Kırklar Meydanı’nın Doğusu’nda “Horasan Pirleri” olarak anılan zatların mezarları vardır. Bu mezarların tamamı isimsizdir. Kırklar Meydanı’nın Batı tarafında yer alan “Çelebi”lerin mezarlarında da hiçbir kitabe bulunmamaktadır.
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.