İphigenia Tauris'te tragedyası, Euripides'in ve antik tiyatronun teknik açıdan en başarılı eserlerinden biri olarak bilinir. İyi tasarlanmış canlı bir kurguyla lanetli Atreus so yunun tarihini en ince ayrıntılarına dek özetler. Aristoteles, tragedya sanatı hakkında yazdığı Poetika 'da ona sıklıkla de ğinir ve İphigenia ile kardeşi Drestes'in birbirlerini tanıma sahnesini en başarılı tanınma örneği olarak gösterir.
HeIlen donanmasının Troya seferine çıkabilmesi için başkomutan Agamemnon'un kızı İphigenia'nın Artemis'e
kurban edilmesi gerekmektedir. Ancak tanrıça gizlice genç kızın yerine bir ceylan gönderir ve onu Tauris'teki (Kırım) tapınağına rabibe yapar. Görevi kurban edilmek üzere ta pınağa getirilen tutsakları kurban törenine hazırlamaktır. Kardeşi Orestes babasını öldüren annesi Klytaimnestra'yı öldürür. Bu cinayetten arınması için Apolion onu Tauris'ten tanrıçanın heyketini Atina'ya getirmekle görevlendirir. Tra gedya Orestes'in abiasından habersiz Tauris'e ayak basma sıyla başlar ve hızlı bir kurguyla gelişir.
Eserde Hellenlerin sağduyulu dini inanışlarıyla barbar ların saf batıl inançları karşı karşıya gelir. Ozan kahraman Iarına mesafeli yaklaşarak taraf tutmazken, geleneksel mit lerden mantıksız bulduklarını eleştirmekten de geri kalmaz.
İphigenia son perde de Thoes'a; "Versin tanrılar yaptıklarının ve yumuşak huyunun karşılığında hak ettiğim ödülü." diyor ve sonunda kavuşuyor isteğine ama bana kalırsa zamansız olarak benlikten öteye gidiyor kalbimizdeki iyiliğin yansımaları. Belki de İphigenia'nın yansımasıydı gördüğü iyilik, yada sadece bir donuş yetti Thoes'a. Sonuç olarak yansıma bu iyi oluş hali.
-İphigenia: "İyilik yapmak için uzun düşünmeye gerek olmaz."
-Thoes: "Oldukça var! Çünkü kötülük iyiliğin peşinden de gelebilir."
-İphigenia: "İyiyi kötü yapan şüphedir. Nasıl hissediyorsan öyle hareket et, düşünme."