İphigenia’nın babası Agamemnon savaşa gideceği taktirde, Kalkhas kızını tanrıça Artemis'in sunağında kurban etmezse, başarısız olacağı kehanetinde bulunmuştur. Agamemnon daha sonra kızını evlenmesi gerektiğine inandırarak Aulis şehrine getirir, ancak kurban edilmesi için her şey hazırlanmıştır bile. Son anda tanrıça Artemis, İphigenia’nın yerine bir ceylan göndererek onu Tauris’e kaçırmaya başarır. O günden sonra Artemis’in tapınğında bir rahibe olarak görevi, Hellenlerin kurban edilmeden önce törene hazırlamaktır. Rüyasında, en son küçükken gördüğü kardeşi Orestes'i görünce, onun başına bir felâket geldiğini düşünmeye başlar. Orestes ise, tam o sırada kendine yabancı bir ülkededir. Artemis’in yardımı ile iki kardeşin neyi başardığı, devamı tabii ki kitapta. Efsanenin muazzam şiirselliği sayesinde Euripides, yüzyıllar boyunca diğer yazarlara ilham verecek bir dram yaratmış. Kitap, her şeyden önce baş karakteriyle öne çıkıyor: İphigenia zeki, sağduyulu ve sempatik bir kahramanken, zamanın diğer ana kadın karakterlerinin çoğu ya pasif, acı çeken kurbanlar ya da intikam almak isteyen biri olarak tasvir edilirdi. Günümüze en çok ulaşan eseri olan Euripides, arzularla görev arasındaki çatışmayı ve geleneği sorgular.
#iphigeniatauriste Antik Yunan toplumda önemli bir konuya, dostluk ve kardeş sevgisine değinir.