"insana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır. Sonra tarafımızdan kendisine bir nimet verildiğinde, der ki: " bu bana ancak ( bendeki) bir bilgi sayesinde verildi." Hayır, o fitne/ sınamadır; fakat onların çoğu bilmiyorlar."
Yoksa iman edip Salih amel işleyenleri yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yahut da takva sahibi olanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız?
"... Ruhi şahsiyet gelişerek kuvvetlendikçe maddi şahsiyet zayıflıyor, eriyor, bazen adeta yok oluyor. Vücut var olduğu sürece şahsiyet unsuru olmaktan çıkıyor. Bu olgunlaşma, insanın insanlaşmasıdır."
"...Muallim doktor olamaz; lâkin doktor muallim olabilir. Muallim avukatlık yapamaz; fakat avukat muallimlik yapabilir. Muallim tüccar değildir; ama tüccar muallim olur. Çünkü bütün bu insanlar birer mesleğin insanıdırlar; yalnız muallim mesleksiz adamdır. İşte eğer varlığı kabul ediliyorsa , maarif faciasının sebebi bu hadisedir."
"Bazen bir vicdansıza , vicdanla ve alicenaplıkla karşı gelmek, en büyük cezadır. Sözleriyle saldıran bir şaşkın adama karşı, sadece susmak ceza olur."
" Hayatın her sahasında ailede, alış verişte, hukukta, siyasette, sanatta ve ahlâkta mektebe muhtacız. Ve bunların hepsinde mektepsiz ve en fecisi mektepsizlikten muztarip olduğumuz hâlde mektepsizliğe hayran bir şekilde yaşıyoruz."