16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
En yüksek kesinlige ve keskinlige /ad astra per aspera
7 + 5 = 12 gibi sayısal ifadeler ve Toplamanın Birleşme Yasası gibi yasalar her gün yapılan sayısız uygulamalarla o kadar çok doğrulanmıştır ki, onların kanıtlanmalarını isteyerek onları tartışma konusu yapmak neredeyse gülünç gözükebilir. Ancak, bir kanıtlamanın olanaklı olduğu her yerde, kanıtlamayı, tümevarımla onaylamaya tercih etmek matematiğin doğasmda bulunmaktadır. Eukleides, herkesin sorgusuzca kabul edeceği birçok şeyin kanıtlamasını vermişti. Ve insanlar Eukleides'in keskinlik ölçülerinden bile tatmin olmayı kabul etmedikleri zaman, Paraleller Aksiyomuyla gündeme gelen araştırmalara yönelmişlerdi.
Sayfa 88
Reklam
Kavram und fonksiyon
Frege fonksiyondan tam da matematikteki "fonksiyon" kavramını anlamaktadır. f(x), diyelim x2 -1 gibi bir fonksiyon tanımlamakta, “x" ise argüman olarak nitelenmektedir. Aynı fonksiyonun farklı “x" değerleri için farklı değerleri vardır. Frege bu değerlere, değer-alanı [Werthverlauf (İng. valuerange)] adını vermektedir. Öte yandan bu değerler, aynı zamanda doğruluk-değerlerine de karşılık gelebilmektedir. Örneğin, x = 1 için x2 -l'in değeri 0 dersek, bu 'doğru' doğruluk değerine, -1 dersek de 'yanlış' doğruluk değerine karşılık gelecektir. Frege bunu şöyle ifade ediyor: "Bir kavram, değeri her zaman doğruluk-değeri olan bir fonksiyondur.
Sayfa 44
Tümdengelimi ne kadar küçümsersek küçümseyelim, tümevarımla ortaya konan yasaların yeterli olmadığı gerçeğini de yadsıyamayız. Bu yasalardan, tek tek yasaların hiçbirinde içerilmeyen yeni tümcelerin türetilmesi gerekir. Kuşkusuz bu tümcelerin, yasaların tümünün bir araya gelmesinde içeriliyor olmaları, bizi, onları çekip çıkarma ve kendileri için ortaya koyma işinden kurtarmaz. Bununla şöyle bir olanak doğmaktadır: Çıkarım zincirlerimizi dolaysızca olgulara bağlamak yerine, olguları oldukları gibi bırakır, ama içeriği bir koşullu önerme biçimi altında kabul ederiz. Bütün akıl yürütme boyunca, olgular yerine bu şekilde koşulları geçirerek, akıl yürütmeyi bazı sonuçların belli bir koşullar dizisine bağımlı hale geldiği bir biçime indirgemiş oluruz. Bu doğruluk yalnızca düşünce yoluyla ortaya konacaktır, ya da Mill'in ifadesini kullanarak, "dilin ustalıklı bir kullanımıyla"
Dışsal şeyler kendilerini yalitilmis obekler olarak sunar, anzhal sunmaz
Aslında, bir şeyi sadece farklı şekillerde düşünerek onun rengini veya katılığını hiçbir şekilde değiştiremediğim halde, İlyada destanını tek bir şiir olarak ya da 24 kitap olarak veya çok sayıda (sayal) dize olarak düşünebilirim. Bir ağaçtan söz ederken onun 1000 yaprağı olduğunu söylediğimizde, yeşil yaprakları olduğunu söylediğimiz zamankinden tümüyle farklı anlamlarda konuşmuyor muyuz? Her bir yaprağa yeşil rengini atfettiğimiz halde, 1000 sayısını atfetmiyoruz. Eğer bir ağacın bütün yapraklarını birarada düşünürsek ona ağacın örtüsü adım verebiliriz. Bu da yeşildir, ama 1000 değildir. Öyleyse 1000 özelliği gerçekten neye aittir? Bu özellik ne yapraklardan herhangi birine, ne de onların tümüne aitmiş gibi gözüküyor; acaba dış dünyadaki şeylere gerçekten ait olmaması olanaklı mıdır?
Sayfa 113
"ancak tümcenin bağlamında bir adın gönderimi vardır" (tractatus)
"Bağlam İlkesi", Frege'nin sayının doğasına yönelik araştırmasının temel ilkelerinden biridir ve bu ilkenin dayandığı felsefi zemin de, yukarıda söz ettiğimiz gibi nesnenin ve kavramın mekânının yargı olduğuna ilişkin Kantçı yargı anlayışıdır. Yargıdan bağımsız nesne ve kavram olmadığına göre, ontolojik bir incelemenin temel birimi yargı ve yargının dilegetirilişi olan bildirim tümcesi olacaktır.
Sayfa 42
Reklam
Frege icin aritmetiğin yasalarının ve sayal sayının ne olmadığı hk.
Frege, A T'de 1) aritmetiğin yasalarının tümevarımsal olduklarına (§ 9); 2) sayal sayıların fiziksel şeylerin özellikleri olduklarına (§ 21); 3) sayal sayıların öznel zihinsel şeyler olduklarına (§ 26); 4) sayal sayıların fiziksel nesnelerin topluluğu olduklarına (§ 28); ve 5) sayal sayıların sayı göstergeleriyle özdeşleştirilmesine karşı çıkmaktadır. Böylelikle, sayal sayının tanımlanmasında psikolojizm [1), 2), 3), ve 4)] ve formalizm [5)] yadsınıyor, sayal sayının deneyci anlayışı bir kenara bırakılıyordu.
Sayfa 41
Artikel/tanimlik hk.
Almancada "das", "der", "die" (İngilizcedeki "the" gibi) belirli tanımlıkları, tekil ve belirli bir şeye veya nesneye gönderme yapmak için kullanılır. Frege'ye göre, bir belirli tanımlığm kullanıldığı "masanın üstündeki mavi kalem" belirli betimlemesi, tekil ve belirlenmiş bir nesneye gönderme yaptığı için, bir özel ad olarak kabul edilmelidir. Bir kavramı dilegetiren sözcük veya "ein" gibi belirsiz bir tanımlığinin kullanıldığı niteleme (mavi bir kalem), tekil ve belirlenmiş bir nesneye gönderme yapmadığı için bir özel ad değildir
Sayfa 77
Sayıların şeylerin biraraya yigilmasi olmadığını gösteren denklem
Jevons 3 -2 = 1 denklemini, herhalde şöyle yazardı: (1' + 1" + 1"') - (1" + 1"') = 1' Ama bu durumda aşağıdaki çıkarma işleminin sonucu ne olacaktır? (1' + 1" + 1”') - (1”" + 1”'") Kesinlikle 1' değil. Dolayısıyla, Jevons'un görüşüne göre yalnızca farklı birler değil, farklı ikiler vb. vardır; çünkü 1"" ve 1'"", 1" ve 1"' 'ün yerine konamazlar.
Sayfa 133
Matematik İlimler Hakkında
Nazari aritmetik ilmi genel olarak sayıları, tek ve çift olmaları gibi birbirleriyle ilişkilendirilmeksizin özleri gereği her bir sayıya ait olan nitelikleri, birbirleriyle ilişkilendirildiklerinde eşitlik ve fazlalık, bir sayının diğer bir sayının bir parçası veya parçaları olması veya onun iki katı misli olması veya ondan bir parça veya birkaç
27-38
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.