Hayır, duyumlarin aritmetikle hicbir ilgisi yoktur
Stricker, sayı tasarımlarımızı motor fenomenler olarak adlandırdığında ve onları kaslarla ilgili duyumlarımıza bağımlı kıldığında, hiçbir matematikçi böyle bir açıklamada sayıların nerede olduğunu teşhis edememiş ve böyle bir açıklamayla ne yapacağını bilememiştir. Kas duyumları üzerine temellenen bir aritmetiğin yeterince duyusal bir hale geleceği açıktır, ancak bu durumda her nokta bu temeller kadar karanlık ve anlaşılmaz olacaktır.
Sayfa 81
Mantıksal nesneye erişim konusunda fregeci ve kantci yontem farki
Frege, sadece genel mantığın 'mantıksal nesne'yi yakalamaya, tanımlamaya yeterli olacağını düşünürken; Kant, transandantal mantık aracılığıyla bu yakalamanın ontolojik zemin üzerinde mümkün olabileceğini düşünüyordu; ve a priori görü, bu zeminin açığa çıkmasının hem aracı, hem de sonucu idi. Frege, aritmetiğin ilkelerinin kendilerinin nihai temeller olduğu ve bu temellerin de mantık olduğu kanısındaydı. Oysa daha önce işaret ettiğimiz gibi Kant'ta matematiğin sentetik a priori yargıları, onlarla aynı düzeyde olmayan ve daha temeldeki transandantal ilkelere dayanmaktadır.
Sayfa 68
Reklam
Bahçedeki ağacın dokuz dalı var/ bahçedeki ağacın dalları dokuzdur*
Frege, AT'de "Bir sayı tümcesinde ne hakkında bildirimde bulunuruz" [AT, § 45] diye sorar; ve yanıtını şöyle verir: "Sayıyı, onun asli kullanım biçimini meydana çıkaran bir yargı bağlamında ele almak, konuya biraz ışık tutacaktır. Bir ve aynı dışsal görüngüye bakarak, örneğin 'Bu bir ağaç grubudur' ve 'Burada beş ağaç var' tümcelerinin ikisini de aynı doğrulukta söyleyebilirim ya da 'Burada dört şirket biraradadır' ve 'Burada 500 adam çalışıyor' tümcelerini de; şimdi burada bir yargıdan diğerine değişen ne tekil şeylerdir, ne de bütündür veya onların biraradalığıdır, değişen yalnızca benim adlandırmamdır. Bu ise, sadece bir kavramın yerine bir diğerinin konulduğunun bir göstergesidir. Böylelikle, önceki paragrafta yanıtsız bırakılan ilk soruya verilebilecek bir yanıt akla geliyor: Bir sayı tümcesi bir kavram hakkında bir bildirim içerir" [AT, § 46].
Sayfa 57
yargı bildiriminin kanıtlanmasını sağlayan analitik dogruluk uzerine
Frege'ye göre bir yargının içeriğine nasıl ulaştığımız sorusuyla, yargının bildiriminin nasıl gerekçelendirileceği sorusunu birbirinden ayırt etmek gerekir. A priori ile a posteriori ve sentetik ile analitik arasındaki ayrım, Frege'ye göre yargının içeriğiyle ilgili değil, yargıda bulunmanın gerekçelendirilmesiyle ilgilidir. Yani önemli olan yargıda bulunmanın ardındaki psikolojik, fizyolojik ya da fiziksel koşullar değil, o yargının doğru olarak kabul edilmesini gerekçelendiren dayanaktır.
Sayfa 55
Bknz.bulent gozkan, uzayda yonler arasındaki farklılığın nihai dayanağı hk.
Kant'ın 1768 tarihli "Uzayda Yönler Arasındaki Farklılığın Nihai Dayanağı Hakkında" makalesinden çıkan (sağ el-sol el uslamlamasından çıkan) sonuçtur. Bu sonuçla, geometri ile ilgili tüm sağlam bilgilerin sadece kavramsal olandan çıkmadığı, bu durumda da geometrinin sadece mantıkla temellenen bir bilim değil, ama aynı zamanda görünün de devreye girmesi gerektiği bir bilim olduğu ortaya çıkıyor.
Sayfa 33
Insan aklının sınırlarının bilimi olarak metafizik dusuncesi
Geleneksel metafiziğin akıl nesneleri olarak düşündüğü nesneler, Kant'ta, tecrübe söz konusu olduğunda tecrübenin kurucu a priori kavramları, yani kategoriler olarak; tecrübeye aşkın olduğunda da, yani tecrübeye temas edemediğinde de aklın saf kavramları, yani transandantal idealar olarak düşünülmektedir.
Sayfa 29
Reklam
Of being x / of not being x
Frege'nin kendi örneğindeki "4'ün en az bir karekökü vardır" tümcesinde (ve daha sonra göreceğimiz gibi "kaç tane" sorusuna yanıt veren sayı tümcelerinde) (...) farklı bir durum söz konusudur. (...) 'vardır' yüklemi, "4'ün karekökü olma" kavramının altına düşen 2 ve -2'ye değil, bizzat kavramın kendisine yüklenmektedir; yani o kavramın 'boş' olmadığını, altına en az bir nesne düşebilen bir kavram olduğunu ifade etmektedir. Böylelikle 'vardır' yüklemi, kavramın altına düşen nesnelerin değil, bizzat kavramın kendisinin bir özelliğini dile getirmektedir
Sayfa 48
Dilin dusunure kurduğu tuzaklara dikkat
Felsefenin görevlerinden biri, kavramların ilişkilerinde gündelik dilin kullanımından kaçınılmaz olarak kaynaklanan yanılgıları ortaya çıkararak ve düşünceyi dilsel kullanım araçlarıyla zehirlenmekten kurtararak, sözcüklerin insan aklı üzerindeki egemenliğine son vermektir.
Sayfa 23
Hakikatin dayanakları üzerinden felsefi düşünmenin merhalelerine bakis
Hakikatin dayanağının aşkın (transcendent) ve insan akima 'dışsal bir mekânda' olduğu tasavvur edilen dönem, felsefi düşünmenin Platon'dan Kant'a kadar olan dönemine; hakikatin dayanağının özne ve öznenin aklı düzleminde olması Kant'ın Transandantal Felsefesiyle başlayan döneme; bu dayanağın dil düzlemi olması veya dilin sınırları içinde olması ise "dile dönüş" (linguistic turn) adı verilen döneme karşılık geldiği [çok genel ve kaba bir şemalaştırma olarak gözükse de] ifade edilebilir.
Sayfa 14
Mantik-dogal dil-cozumleme
Frege, mantığı, doğal dilin örgüsünün içinde ve onun zemininde aramış, doğal dili bir yandan mümkün kılan, ama bir yandan da doğal dilin kendisinin üstünü örttüğü bu yapıyı, hem doğal dilden hareket ederek, hem de doğal dili çözümleyerek yapmıştır. Buradaki yeni soru, doğal dilin 'ne' aracılığıyla çözümleneceğidir; yani doğal dili, hem onun sınırları içinde kalarak, ama bir yandan da onu 'aşarak' inceleyebilmek nasıl mümkün olacaktır.
Sayfa 14
93 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.