Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Buralardan kaçıp gitmeyi, sadece kimsenin beni tanımamakla kalmadığı, benim de kimseyi tanımadığım bir yere, herhangi bir yere gidebilmeyi çok isterdim. Herhangi bir yer. Herkesin eşit fırsata sahip olduğu bir yer.
Sibylle'nin içinde yine bir şeyler kırıldı. Bu asla sona ermeyecek miydi? Giderek daha kötüleşmek zorunda mıydı?
Reklam
Onların da küçük dertleri vardı, lafı bile edilmeyecek şeylere sinirleniyorlardı ve gerçek bir sıkıntının tam ortasında bulunmanın ne demek olduğu hakkında hiçbir fikirleri yoktu.
İnsan kendisini ne kadar emniyette hissederse hissetsin, bulunduğu yeri asla denetimsiz bırakmamalıydı.
İçindeki o devasa, zifiri karanlıktaki çaresizlik canavarının yanında belli belirsiz algılanabiliyordu ama yine de oradaydı işte. Bu, bir anlık bir mutluluktu.
'Hiç kimse', sesi çınladı içinde. Bütün özlemlerinin karşılığı, bütün umutsuzluklarının nedeni, işte bu kelimeydi. Bildik hayatından geriye kim kalmıştı? 'Hiç kimse'. Sığınabileceği, yardım isteyebileceği kim vardı? 'Hiç kimse'.
Reklam
"İnsan önemli şeyleri genellikle birçok kez dinledikten sonra fark ediyor.”
Sanki onu sakinlerinin hiçbir insani özellik taşımadığı başka bir gezegene nakletmişlerdi. Nereye giderse gitsin, ki bunu fazlasıyla yapıyordu, şu koca dünyada içinde güvenlik ve huzur duygularını uyandıran en küçük bir yer bile yoktu.
İnsanlar esas olarak edindikleri tecrübeler doğrultusunda hareket ederler.
Bu ikisinin keyifli hali, tasasızlıkları, Sibylleye neredeyse bedensel bir acı veriyordu. Kendisi en son ne zaman bu kadar dertsiz olmuştu acaba?
173 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.