Descartes, cogito ergo sum—“Düşünüyorum, öyleyse varım.”—demişti. Ama farz edelim ki ilk, naif, rastgele davranışlarımızın toplamından başka bir şey değiliz. Ne olacak o zaman?
... “İngiltere’de yazları günlük bir hatta yirmi ya da otuz millik mesafede dört atın çektiği yolcu arabaları kullanan varlıklı adamlar vardır, zira bu ayrıcalık onlara hatırı sayılır bir paraya mal olmaktadır; eğer bunun karşılığında onlara ücret teklif edilseydi, bu hizmet göreve dönüşürdü ve bu adamlar bunu yapmazlardı.”
... Bir restoranın önünden geçiyorsunuz ve içeriye girmek için iki kişinin sırada beklediğini görüyorsunuz. “Burası iyi bir restoran olmalı” diye düşünüyorsunuz. “İnsanlar sırada bekliyor.” Siz de bu insanların arkasına geçiyorsunuz. Başka biri geliyor. Üç kişinin sırada beklediğini görüyor, “Burası şahane bir restoran olmalı” diye düşünüyor ve sıraya katılıyor. Ve başkaları da ekleniyor. Bu davranış türüne sürüleşme diyoruz. Bu, başka insanların önceki davranışlarına dayanarak bir şeyin iyi (ya da) kötü olduğunu varsaydığımızda ortaya çıkıyor ve biz de aynı şekilde davranıyoruz.
... “Tom insan davranışının önemli bir kuralını keşfetmişti, şöyle ki, birinin bir şeyi çok istemesini sağlamak için yapılması gereken o şeyin elde edilmesini zorlaştırmaktır.”