Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok sayıda bilim insanı cinsler arasında temel ve ayırt edilebilir farklılıklar oldugunu yadsır. Onların anlayışına göre, bijim cinslerin duygusal farklılıkları olarak gördüğümüz şeyler, bireyin içinde doğduğu ve büyüdüğü kültür şekillerinin sonucudur.
Cinslerin duygusal farklılıkları
Geçen gün bir erkek bir kıza şöyle dedi: "Sana âşık olmakla yanılmışım." Sanki kız erkeğin hayal gücünde kendisiyle ilgili yaattığı ideal imaja ihanet etmişti. Ama kız, duruma şaşırmış bir halde, sevilen erkeğe şu harika sözleri söyledi: "Seninle birlikte olduğum zaman seni çok özlüyorum.” Zamanımızın hangi ozanı duygunun derinliğinden getirilen bunun gibi enfes bir dizeyi yazabilir?
Reklam
Kadınlardaki tüm erkeklik ve erkeklerdeki tüm kadınlık özelliklerine karşın, son izlenim, Freud'un tümcesinde ifade edilmiş olan değişmez biyolojik gerçektir: “Anatomi bir yazgıdır.”  Bu biyolojik saptamanın duygusal yansımaları olarak, cinslerin ilişkilerinde birçok anlamlı ve zıt özellik görürüz. Kur yapma evresinde bile şimdiye dek psikolojik
Bir kadın bir erkeğin hatalarını ve zayıflıklarını açıkça görebilir ve onu sevmeyi sürdürebilir. Ama erkeğin onun hatalarını ve yetersizliklerini gördüğü takdirde onu artık sevmeyeceğinden korkar. Kadının arzusu, en azından “ölüm onları ayırana dek,” erkeğin “bir melekle evlendiğine” olan inancını sürdürmesidir.
Sayfa 202
Cinslerden birinin arzusunun niteliği kısa, güçlü ve şiddetli, ileri doğru atılmalar şeklindedir; kadınınki uzun süreli, yaygın ve kalıcı bir arzudur. Kadın, erkeğin istediklerine ek olarak, aşk nesnesiyle yalnızca uzun saatler geçirmek değil, onunla hep birlikte olmak ister. Kadının fantezisi her yerde, erkek briç oynarken ya da müşterilerle toplantıdayken de onunla birliktedir, oysa erkeğin hayal gücü ancak bazı durumlarda kadının imajını çağırır.
Sayfa 64
Analiz sırasında gözlemlediğim genç bir kadın, en az derecede bile sinsi olabilme yeteneğini göstermedi. Hastanın, başlangıçta bu özellikle bağdaştırmadığım başka bir ruhsal özelliği vardı: Gördüğü, yalnızca duyduğu en küçük bir mutsuzluğa ya da perişanlığa ağlıyordu. Yere düşerek dizini inciten komşunun çocuğuna ağlıyordu, Çin’in bir bölgesindeki açlık hakkında bir yazıyı okuduğu zaman ağlıyordu. Daha sonraki analitik seanslarda, onlu yaşlardayken o ve başka bir genç kız, kendilerini işitilmemişzalimlik hayallerine kaptırdıklarını anımsadıkları zaman şaşırmamıştım. İki genç kız, ortak fantezilerinde, akrabalarına ve arkadaşlarına en korkunç ve ince düşünülmüşişkenceleri uyguladıklarını hayal etmekten bıkmazmış. Hastamın tüm acı çeken yaratıklar için aşırı acıma ve merhamet duygusunda, gaddarca dürtülere karşı duygusal bir tepki oluşumunun tüm özellikleri vardı.
Reklam
Kadınlar tarafından nükte üretilmesini önleyen başka bir faktör daha vardır; bu, toplumsal tepkidir. Erkekler kaba ve nükteli yanıtlardan hoşlanabilmelerine karşın, nükteci kadınları o ölçüde çekici bulmazlar. Keskin bir zekâsı olan kadınları arzulamazlar, çünkü kadınlarda saldırganlığı sevmezler. Doğanın ve toplumun kadınların nükte, taşlama ve dokunaklı söz alanlarını erkeklere bırakmaları için onlara baskı yaptığı görünümü vardır.
Açıksözlülük, cesaret, saldırganlık ve cinsel inisiyatif gibi bazı davranışşekilleri kızların eğitiminde şiddetle bastırılmıştır. Herhangi bir sınırı aşma toplumsal alanda kabul görmez ve cezalandırılır. Bu toplumsal kurallara uyma ve davranışuygunluğu, ayrıca artmışbir özayrımsama geliştirir. Sanki kadınlar sınırı aşma arzusuna karşı dikkatli olmak ve davranışları konusunda sürekli tetikte olmak zorundalarmış gibidir.
1. Kadınlardaki özayrımsama göreceli olarak erkeklerdekinden yüksektir. 2. Bu fark, erkek ve kız çocuklarının yetiştirilme ve eğitim farklılığından kaynaklanmaktadır. 3. Bu eğitim, erkek çocuklarına kıyasla bir kızın öz kavramını daha güçsüz, daha bağımlı ve engellenmişolarak yeğler. 4. Kızlarda görece daha yüksek derecede özayrımsama, kişisel görünüşve kişiliklerinin, çevredeki insanlarca erkeklere kıyasla daha fazla eleştiri hedefi olarak görülmesinden de kaynaklanmaktadır. 5. Bu daha yüksek derecedeki özayrımsama kültürün sonucudur ve hemen hemen hiçbir biyolojik temeli yoktur.
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.