Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Vatanım uğruna, düşmanı havada, karada, denizde yok edeceğim” diye yalan yeminler ettirdiler.
Sayfa 159Kitabı okudu
Avrupa’nın dört bir yöresinde, insanlar, davar sürüleri gibi mezbahaları boyladılar. Onları cephelere sürenler, yalnızca kasaplığa soyunmuş imparatorlar, krallar, generaller ve ensesi kalınlar değildi. Tüm inançlardan papazlar da, o davar sürülerini bir araya toplayıp kutsadılar.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Dünyanın bütün ordularındaki papazlar, düzenledikleri ayinlerde, ekmeğini yedikleri tarafın zaferi için Tanrı’ya yakardılar.
Sayfa 158Kitabı okudu
Dünya savaşının kanlı mezbahaları da, rahiplerin kutsamalarından yoksun kılınamazdı kuşkusuz.
Sayfa 158Kitabı okudu
Bu din adamları, idam mahkûmlarına eşlik ederlerken, ellerinde mutlaka bir çarmıhta İsa yontucuğu taşır. Sanki şöyle demek istemektedirler: “Dua et ki, sadece kelleni uçuruyorlar, ipe çekiyorlar, boğuyorlar ya da bedenine on beş bin voltluk cereyan veriyorlar; bir de, şu bizim İsa’nın neler çektiğini düşün de, Tanrı’ya şükret!”
Sayfa 158Kitabı okudu
Engizisyoncular, kurbanlarını diri diri yakmadan önce, gösterişli dinsel törenler düzenlemişler, ilahiler okumuşlardır.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
İnsanları boğazlamanın ilk hazırlıkları, her zaman, ya Tanrı adına ya da insanoğlunun kendi kafasında yarattığı yüce bir varlık adına yapılmıştır.
Sayfa 157Kitabı okudu
“Savaşta neden meden aramaz kimse. Ha cephede vurulmuşsun, ha memlekette asılmışsın. Yoktur farkı birbirinden.”
Sayfa 134Kitabı okudu
Bir yüzbaşımız vardı; hep derdi ki: Askerin düşünmesi gerekmez. Üstleri onun yerine düşünür. Asker düşünmeye başladı mı, asker olmaktan çıkar, başıbozuğun teki olur. Düşün, düşün, boktur işin...’”
Sayfa 104Kitabı okudu
Saçları dimdik olan adam, “Ben suçsuzum, ben suçsuzum,” diye yineledi gene. Şvayk, “Hazreti İsa’nın da bir suçu yoktu, ama gene de çarmıha gerdiler,” dedi. “Hiç kimse masumun derdinden anlamaz zaten.
Reklam
“Türklerle savaşa girersek Almanlar bize saldırabilir. Almanlarla Türkler birbirlerine arka çıkarlar. Dünya yüzünde onlardan fırlaması yoktur.
Şvayk, birayı kafasına diktikten sonra devam etti: “Siz İmparator Hazretlerinin bütün bunlara eyvallah diyeceğini mi sanıyorsunuz! Öyleyse, onu zerre kadar tanımıyorsunuz demektir. Mutlaka savaş açacağız Türklere. İmparatorumuz onlara diyecek ki: ‘Siz benim amcamı öldürdünüz. Ben bunun hesabını sormaz mıyım!’
“Emniyet müdürlüğünde, ruhunu tümden yabancılara kaptırmış bir buyurganlık kol geziyordu; milletin savaş konusunda ne kadar gayretkeş olduğunu gözler önüne seren bir buyurganlık. Tümüyle yabancı çıkarlar uğruna kanını dökmek zorunda kalan bir ulusun çocukları olduklarını kabul etmeye hazır birkaç kişiyi saymazsak, emniyet müdürlüğü, zindanları ve darağaçlarını sapkın yasaların varlığını savunmanın tek yolu olarak gören yırtıcı hayvanlar bürokrasisinin en seçkin örnekleriyle doluydu.”
O kadar yüzsüz bir herifti ki; bakan ya da milletvekili olmak için biçilmiş kaftandı.
Sayfa 212Kitabı okudu
Geri194
1.425 öğeden 1.411 ile 1.425 arasındakiler gösteriliyor.