''Dünyamız engellemeler dünyasıdır. Küçük bebekten çocuğa, gençten orta yaşlıya dek hemen herkesin bilgiye ve gerçeğe ulaşmak, bazı şeylere yakınlık duymak yolundaki istekleri ve bunu dile getirmeleri kısıtlanmaktadır. Yetişkin insanlar, içlerinden gelen gerçek isteklerini ve arzularını terk etmeye zorlanıp toplumda kabul gören düşünce ve duygulara uygun davranış kalıplarına sokulmak istenirler. Toplumun ve onun psiko-sosyal bir temsilcisi olan ailenin aşmak zorunda olduğu sorun şudur: 'Bir insanın isteklerini ona fark ettirmeden nasıl kırar ve istediğimiz yönde değiştirebiliriz?' Bu güç sorun, karmaşık bir ideoloji sistemi içinde yer alan armağanlar ve cezalar düzeni aracılığı ile oldukça başarılı bir biçimde çözümlenebilmektedir. Öyle ki, birçok insan kendi istekleri doğrultusunda davrandığını sanırken, aslında isteklerinin çoktan saptırılıp yönlendirilmiş olduğunun farkına bile varamamaktadır. İsteklerinin bastırılması sürecinde en büyük güçlük, cinsellik konusunda ortaya çıkmaktadır. Çünkü cinsellik çok güçlü bir doğal güdüdür ve diğer arzular kadar rahatça başka yönlere kanalize edilememektedir. İşte bu nedenle tarih boyunca, cinsellik ile öteki insancıl tutkulardan çok daha fazla mücadele edilmiştir. Bu alanda, ahlaki açıdan cinselliğin kötülenmesinden (cinsellik kötüdür), olayı sağlığa zararlı gibi göstermeye dek (kendi kendini tatmin zararlıdır) çeşitli uygulamalar görülmüştür.''
Sayfa 106Kitabı okudu
11 öğeden 11 ile 11 arasındakiler gösteriliyor.