Birden her insanoğlunun yazgısını yinelemekten başka bir şey yapmadığını düşündü. Herkes para yasasına karşı isyan eder ve herkes er ya da geç teslim olur.
Para dünyasının altında, başarısızlığın ve başarının anlam taşımadığı karman çorman, büyük bir dünya olduğunu düşünmek istiyordu; her şeyin, herkesin eşit olduğu bir hayaletler krallığı gibi bir dünya...
Zaman geçtikçe paraya tapmanın bir din konumuna yükseltildiğini anladı. Belki de tek gerçek din olarak bu kalmıştı bize. Eskiden Tanrı neyse, şimdi para oydu.
O günlerde ancak bir çocuğun duyabileceği kadar derin bir özlem duyuyordu paraya. Neden insanın doğru dürüst giysileri olmasındı, bol bol şeker yemesin, istediği kadar sık sinemaya gitmesindi?
Yine para, daima para! Parasızlık rahatsızlık demektir, sefil kaygı demektir, sigarasızlık demektir, başarısızlık bilincinin sürekli var olması demektir, her şeyden de önemlisi, yalnızlık demektir.