Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ateş Fedya

Ateş Fedya
@atesfedya_1
Ruh ve beden, vaktinde alamadığı her şey için alacaklı gibi insanın kapısına dayanır.
Sabitlenmiş gönderi
GAM YEME Kaybolan Yusuf döner Kenan’a bir gün; gam yeme. Gör şu mahzun ev olur tekrar gülistan; gam yeme. Ey gönül, işler düzensizlikten elbet kurtulur, Dertliler kalmaz perişan böyle her an; gam yeme. Gerçi birkaç gün felek sapmış gider, hep ters yöne, Her zaman arzuna dönmez çünki devran; gam yeme. Bülbülüm, kırlarda tekrar taht kurarsın, gün gelir, Tek ki sağ kal, kopmasın ömrün bahardan; gam yeme. Sel götürmüş yıkmış varlığın; mahveylemiş. Nuh eğer kaptansa, korkma olsa tufan; gam yeme… Hafız-ı Şirazi
Reklam
"Yirminci yüzyılda yaşanan iki büyük felaketin komünizm ve antikomünizm olduğunu düşünüyorum." "Yirmi birinci yüzyılın iki büyük musibeti de radikal islamcilik ve radikal Islamcilik karşıtlığı olacak. Seçkin gelecekbilimcimiz kusura bakmasın ama, bu durum gerileme içine girecek bir yüzyıl vaat ediyor."
Sayfa 444
Altın buzaginin hâkimiyetindeki bir dünyada, öncelikler içinde birinci sıranın Tanrıyı sınır dışı etmeye verilmesi gerektiğinden emin degilim. Savaşılmasi gereken altın buzagidir, hem demokrasiye hem de tüm insani degerlere yönelik en büyük tehdit odur. Komünizm insanları esitlik adına köleleştirmisti, kapitalizm de ekonomik özgürlük adına köleleştiriyor. Dün olduğu gibi bugün de Tanrı mağluplar için bir sığınak, basvurulacak son mercidir. Ne adına onları bundan mahrum etmek istiyorsun? Yerine ne koyacaksın?"
Sayfa 443

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Niçin dünyanın bu bölgesinde inanç, din bu kadar büyük bir yer işgal ediyor? "Bati'da öyle derler, ama tek kelimesine bile inanma! Bir efsane bu. işin doğrusu bunun tam tersidir... Laiklige varincaya dek inançlı olan da, ateizme varıncaya dek dindar olan da Bati' dir. Burada, Doğu Akdeniz' de inançlarla değil, aidiyetlerle ilgilenilir. Dinlerimiz ve mezheplerimiz birer kabile, dinsel gayretimiz de bir milliyetçilik biçimidir..."
Sayfa 442
"Eger birçok yasamım olabilseydi, bunlardan birini her gün aynı içkili lokantaya gidip, aynı masaya ve iskemleye oturup, aynı yemeği ismarlamakla gecirirdim."
Sayfa 439
Reklam
Asktan söz etmek ne kadar soylu bir işse, aşklarını anlatmak da o ölçüde bayağılıktır.
Sayfa 435
Peygamber'e atfedilen ve duyduğumdan beri aklimdan çıkmayan bir söz var. Bu dünyada yapılan her şeyin öteki dinyada karşılığını bulacağını, sadece anneye babaya davranış biçiminin bunun dışında kaldığını, bunun cezasının veya ödülünün bu dünyada alınacağını söylüyor."
Sayfa 432
Ben bir soy zincirinin ilk değil son halkası, kendi insanlarımın en sonuncusu, onların birikmiş hüzinlerinin, hayal kırıklıklarının ve utançlarinin emanetçisi olacağım. En berbat vazife bana düşüyor: Sevdiklerimi teşhis edeceğim, sonra başımı sallayacağım ve örtü yeniden yüzlerinin üstüne çekilecek. [...]
Sayfa 424
Devrimler ne kadar feci!...Rusya' ya bak! Bolşeviklerden önce ağaçlar ciçeğe durmuştu! Yirmi otuz sene zarfında Çehov, Dostoyevski, Tolstoy, Turgenyev çıktı... Sonra devrim ülkenin üzerine sonu gelmez bir kış gecesi gibi çöktü ve tomurcuklarin hepsi öldü."
Sayfa 412
Kitapların büyüsünden sık sık söz edilir. Ama bu büyünün çift yönlü olduğu pek söylenmez. Bir okumanın büyüsü, bir de kitaplardan söz etmenin büyüsü vardir. Borges' in bütün çekiciliği, uydurulmuş, düşlenmiş, düşlemsel baska kitapların da hayalini kurarak anlatılmış öykülerin okunmasından kaynaklanir. Böylelikle birkaç sayfa içinde iki büyü aynı anda yaşanır.
Sayfa 403
Reklam
Ben başkalarını dinlemekten, düşünce yoluyla onların öykülerinin içine katılmaktan, ikilemleriyle özdeslesmekten hoslanırım. Ama bir gönül zenginliği tavrı olan dinleme, diğerlerinin tecrübelerinden beslenip onları sizinkinden yoksun burakma halini alırsa, başkalarının sırtından geçinmeye dönüşebilir.
Sayfa 388
İnançlarımız, arkadaşlarımız, bedenimiz, hayat, tarih tarafından ihanete uğramak bizim kaderimiz.
Sayfa 385
Çocukluğunun geçtiği yerleri ziyaret etmek bir mazoşizm uygulamasıdır. İnsan hayal kırıklığına uğramaya çalışır ve hiçbir sürpriz yaşanmaz, hayal kırıklığına uğrar.
Sayfa 382
"Ben iflah olmaz bir oburum ve bundan utanmıyorum Yemek yemeyi sevmek Tanri'nın bir lütfu! Sabah çekilmiş kahve kokusuyla uyanırsın. Brezilya'nin kokusudur bu ve dünyadaki en nefis kokudur. Moralin hemen düzelir ve gün sona erene kadar kendine üç ziyafet çekecegini bilirsin. Her gün üç büyük şenlik! Yılda bin beş yüz senlik! Oburluğun günah olduğunu kim demiş? Tanrının bir armağanı! Bir lütuf! Ve bir sanat! Sizce de öyle değil mi?
Sayfa 375
Duygularım anestezi altında. Her şeyi görüyorum, her şeyi işitiyorum, ama artık hiçbir şey hissetmiyorum."
Sayfa 333
12,3bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.