Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Artık beyhude yorgunluk, bu faydasız didismeden bıktım.Gozlerimden akan yaşlar,ruhumda yanan ateşle kurumuştu.
Yaşa, işe, güce, itibara en ufak hürmeti olmayan bu acıya aşk acısı diyorlar. Kim olursan ol, seni saklandığın yerde er ya da geç buluyor, gelip göğüskafesini ateşle sıvazlıyor ve sen içeride kapkara kurum tutuyorsun.
Sayfa 23 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Dayan Kalbim
youtu.be/4Di59K8I61E?si=... Dayan Kalbim Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
(1972)
Ateşle oynayan yanar. Biz ateşle oynadık...
Ediz ÇağıranKitabı okudu
Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Kırmızı bir sıkıntı ... Bir dağın içinde ateşle kıvranan .
Reklam
Sadi Şirazi'den Nasihat..
“İnsanlarla münasebetin, ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın, çok yaklaşma yanarsın!”
Şeyh Sadi Şirazi
Şeyh Sadi Şirazi
Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! Necip Fazıl KISAKÜREK ✅
Bazen yüksek doğamızı yani aklımızı Vahşi Hayvan'ı uyandırmak için kullanırız. İçimizdeki hayvan bizi korkutur. Eğer varlığını kabul edersek tehlikeli bir yazgıya doğru yuvarlanabiliriz: Suçlu biri "Ben böyleyim işte," diyebilir. "Kendime hakim olmaya ve yasalara uymaya çalıştım, iyi bir vatandaş olmak istedim ama sonuçta insan doğası, ne yaparsınız... İçimde bir hayvan yaşıyor. Eylemlerimden sorumlu değilim. Bana bunu yaptıran testosteron." Bu tür görüşlerin sosyal dokuya zarar verebileceği korkusu vardır; hayvan doğamıza dair bilgi bastırılmak istenir ve bu bilgileri algılayıp, tartışanlarsa insanın özgüvenini sarsmakta ve ateşle oynamaktadır.
say yayınlarıKitabı okudu
"Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer." (Müslim, Birr, 66)
Reklam
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak
Yaşa, işe, güce, itibara en ufak hürmeti olmayan bu acıya aşk acısı diyorlar. Kim olursan ol, seni saklandığın yerde er ya da geç buluyor, gelip göğüskafesini ateşle sıvazlıyor ve seni içeride kapkara kurum tutuyorsun. 
Sesin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim, üç beş nefes kadarcık!
Bu günlerde insanlar, akıllarıyla yiyorlar, bedenleriyle değil. Birçok insan, yediği şeyde monosodyum glutamat olmasını önemsemi yor ve yalnızca dilinin ucuyla tat alıyor, böylelikle de kolayca kan dırılıyor. İlk önceleri, insanlar sadece yaşadıkları için ve yemek lezzetli olduğu için yerlerdi. Modern insanlar, eğer ayrıntılı tatlandırıcılar kullanmazlarsa, yemeklerin tatsız olacağını düşünmeye başladılar.Eğer yemekleri lezzetli yapmaya çalışmazsanız, doğanın bunu za ten yaptığını görürsünüz. Dikkat edilecek ilk husus, yiyeceklerin kendiliklerinden lezzetli oldukları bir yaşam şekli sürdürmektir, ama bunun yerine bugün, bütün çaba yemeklere tat katmaya gitmektedir. İronik bir şekilde, lezzetli yemekler hepten ortadan kalkmıştır. İnsanlar lezzetli ekmek yapmaya çalıştılar ve lezzetli ekmek yok oldu. Zengin, zevk verici yemekler yapma çabasıyla işe yaramaz yemekler yaptılar ve artık insanların iştahları tatmin edilemiyor. En iyi yemek hazırlama yöntemleri, doğanın narin tatlarını koruyanlardır. Çok eski zamanların gündelik bilgeliği, insanların, güneşte kurutulmuş salamura, tuz salamurası, kepek salamurası ve miso salamurası gibi değişik şekillerde sebze salamuraları yap malarıyla sebzenin kendi tadının da korunmasını sağlamıştır. Yemek pişirme sanatı, deniz tuzu ve çıtırdayan bir ateşle başlar. Yemek, aşçılığın temel ilkelerine duyarlı biri tarafından hazırlandı ğında, doğal tadını korur. Eğer yemek, pişirilme sonucunda garip ve egzotik bir tat kazanırsa ve bu değişikliğin nedeni yalnızca damağı memnun etmekse, bu sahte bir pişirmedir
Sayfa 144 - Kaos
‘’ Tarih Türkü ateşle imtihan ediyor. Bu imtihandan, yalnız erkeklerimizin cesareti ile başarılı çıkamayız. Artık biz kadınlar da bu ateşe yüzümüzü çevirmek, ellerimizi uzatmak zorundayız. Ordumuzun hepimize ihtiyacı var..” Halide Edip Adıvar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.