"Yoldan çıktığına göre ilhamını kaybetmiş olmalısın."
"Hayır, dostum. Ben, en acıklı anda bile güldürücü sözler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yoktur."
"İnsanların hoşuna gidecek biçimde davranmayı oldukça beceririm biliyorsun. Onun için, bana önem verilmesinde bu aldatıcı tavırlarımın payı vardır diye endişe ederim."
Kendini içinde bulunduğu düzenli yaşantının ayrıntılarına bıraktı. "Düşünüyorum, sıkılıyorum sadece," dedi. Daha bir şeyler söyleyecekti söyleyemedi. Söylemek içinden gelmedi. *Kendini ele vermekten korktu. Nasıl olsa geçecekti.*
...İşte biri daha öldü gitti. Turgut'un içinden atamadığı hüzün, belki de bu azalışın hüznüydü. Kendini bırakmaması söylenince de, bu duygudan kurtulamadığı için, tekrar düzelinceye kadar bunu saklaması gerektiğini hissetti utanarak.