Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa

Mustafa
@avlu_serinligi
Hep kitaplarla var olmaya çalıştım. Yine öyle...
Sonsuza kadar doğruyu gösteremez ne yasa ne saat Sınamadan başka ne ki doğru?
Reklam
Bir Aldanış Fırsatı
Yankılanan melodi azaldı sonra ve söndü. Ama içime verdiği ferahlık eve gelinceye kadar sürdü. Estetik duygu budur belki de. Yaşamın en katlanılmaz gibi gelen anlarında insana kısacık da olsa mutluluk veren, düşlere daldıran bir güzellik sanısı. Ya da bir aldanış anı. Sanatın asıl gerçekliği de burada galiba. Bu aldanış anını ya da fırsatını oluşturmasında...
Gerçek, belleğin dibine çökmüş binlerce yaşam deneyiminin, belirsiz düşünce ve duyguların, görülmüş ama yorumlanamamış düşlerin seçilip kurgulanmasıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Herkeste dolaşımdan kalkmak, tüketilmemek korkusu var. Şizofrenik bir şey bu.
Reklam
166 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Cehennem Günlüğü
Cehennem GünlüğüEugene Ionesco
8.4/10 · 112 okunma
Öylesine gerçeğim ki bizzat kendi kendimden kurtulamıyorum.
"Siz bir çocuk kasabısınız." dedim. "Eğitimciyim." diye karşılık verdi.
Sevgi ve aşk aşımız ekmeğimizdir, göğsümüzde nefes, testimizde sudur. Ah, ne yazık! Havamız kirletilmiş, testimiz kırılmış, aşımıza ağu katılmıştır.
Reklam
Ah şu gençler yok mu ya, yaşamasını bilmiyorlar!
İşte şu, ölümden korkan ihtiyar. Sabah demez akşam demez, öleceği için ha bire sızlanır. Ne zaman bir cenaze kalabalığı görse kıyamet kopar evde: Kaygılanmalar, çığlıklar, insanı çileden çıkaran o ahlar vahlar ki sormayın. Bu hâl, henüz on sekiz yaşında ölen yeğenlerinden birinin cenaze alayını görüp feryad ü figan ettiği güne kadar sürdü. Sonraları ihtiyar "Ölen kimmiş?" diye sorar, "On sekiz yaşında bir genç kız." falan gibi cevaplar alırdı. Böylece yalnız gençlerin öldüğü düşüncesi onda kökleşti. Artık cenazeler onu ürkütmez oldu. Ölmüş birinin götürüldüğünü görünce "On sekiz yaşında ölen biri daha!" diye haykırır, "Ah şu gençler yok mu ya, yaşamasını bilmiyorlar canım!" derdi.
Ölümün ve hiçliğin verdiği dehşetli korkuyla ateşli, sabırsız, insanı sıkboğaz eden yaşama tutkusu arasında çarpılıp kalmış, kavrulmuş biriyim ben.
Yol üstündeki yıkık bir kulübeye kapağı atmışım gibi sığınıyorum yaşamaya.
Sonlu bir kâinat düşünülemez, kavranamaz bu. Sonsuz bir kâinat da anlaşılıp hayal edilemez. Kuşkusuz kâinat ne sonlu ne de sonsuz. Sonluluk ve sonsuzluk, düşüncenin sadece insana özgü bir biçimidir.
Şartlanmış bütün kişiler sizi iğfal etmek yani kandırmak, haciz altına almak ister.
1.006 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.