Sümer'de tapınak fahişelerinin başlarını örtmeleri zorunluydu. Kanuna göre evli ve dul kadınlar başlarını bir şalla örtecekler, kızlar, köleler ve sokak fahişleri örtemeyeceklerdir. Böylece evli ve dul kadınları da mabet fahişeleri gibi yasal beraberlikte bulundukları da kabul edilerek kutsal sınıfa koymuşlardır. Sümer mabet fahişeliğini simgeleyen başörtüsü çeşitli çağlarda ve ülkelerde kendilerine göre yorumlanarak İslamiyete kadar gelmiş, İslamiyette de erkekten kaçma şekline dönüştürülmüştür.
Ülkemizde de bugün kadın erkek arasında "ikiyüzlü bir ahlak" anlayışı görülebilmektedir. Bu anlayışa göre genel olarak erkek tümüyle özgür, kadın ise baskı ve şiddet altındadır denebilir. Örneğin iffet, kadın için gerekli bir fazilet olduğu halde, erkek için üstünde durul-maması gereken bir olgu olarak görülmektedir. İffetsiz bir kadın toplum tarafından namussuz olarak yargılanmaktadır. Erkek için ise iffetsizlik bir sorun oluşturmamaktadır. Bu ikiyüzlü değer yargısının sonucunda kadınlar üzerinde korkunç bir baskı oluşmaktadır.