Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

iki metelik

iki metelik
@ayberkk
26 Ekim
20 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
gün olur uzaklaşmak istediğin insanlara benzemiş bulursun kendini
Reklam
bazı vakitler bir şeyler tarafından ele geçirilmiş gibi hissedilir
00:00
-Tam söyleyeceğim diyorum, bunun üzerine yarın neler düşünebileceğim aklıma geliyor. Yine kendime bir cümle bile söyleyemeden uyuyorum." Düşünceleri mi uyuyordu, düşünceleri mi uyutuyordu. Günleri birbirine bağlayan bu çaresizliği kendisine neden yakıştırıyordu? Neden kendisine isyan etmiyordu? Ben söyleyeyim, "yarın" denen, şimdiki zamanda bulunmayan ama şimdiki zamana ait olan o hastalığın neler getireceğini öyle bir umutla bekliyordu ki... Tanrı kimseye umutların böylesini vermesin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güneş Gözlüğüm
gözlerim kısık gezsem, kaşları çatık sinirli bir adam görüntüsü de versem; otların, ağaçların, bulutların, dağların ve bakışıma sığan her canlının öz rengini görmek katlanılır kılıyor güneş ışınlarını
duvarlarım yanaşmış omuzlarıma kulak verir kendine ikna ediciliğim yaşamayı çok sevdiğimden, demiştim kendime günleri en çok aynı hafiflikte severim
Reklam
zaman zaman hepimiz
onun acele hareketleri nereye boşalacağını bilmeyen hafriyat kamyonlarını anımsatıyordu bana. bi yandan kayıtsız gözükmeye çalışan eşkali, yaşadığı bir olaydan dolayı yüreği merhamet dolan emir kulu bir celladın, aşağı inmeye hevesli baltasına engel olamamasıyla aynı çaresizlikteydi.
Uğultulu bir havanın esrarengiz ve bilinmeyen bir anlamı vardır. Belayı arkasından getirse sırıtmayacağı besbellidir. Tarihi değiştirse olması gerekmiştir. Yine öyle günlere denk gelmiş bir günde, sarının doğaya hakim olduğu mevsimin durağında durmuşken dünyanın bu bölgesi, henüz doğasını bilmeyen, avanak bir genç, kuş bakışı görüntüsü bir buğday yığınını anımsatan ormanın patika yolundan hafif bir sallantıyla yürüyordu. .................. Esintiyi taşıyan bulutlar gençle paylaşıyordu mutluluğu. Havadaki sezilemeyen kasvet, esintinin getirdiği uğultuyla gizlenebiliyordu. Sorumluluktan kaçan ağaçlar sadece dallarını aşağı yukarı oynatmakla kalıyorlardı. Oysaki orta yerlerinden çatlamaları gerekliydi genç delikanlıyı uyarmaları için. Uğultunun getirdiği belaları en çok onlar bilirdi ama onlar gibi sessizleri yoktu. Ceasar’ın ordusu ormanda baskına uğramıştı çünkü onlar gibi sessizleri yoktu.
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.