Aydın hiç kimse tarafından görevlendirilmemiştir: Emekçi sınıfın gözünde bir şüpheli, egemen sınıfların gözünde bir hain, reddetse bile sınıfından asla tamamen kopamayan o, halkçı partilerde bile buluyor çelişkilerini, değişikliğe uğramış ve daha da derinleşmiş olarak; girmesi halinde bu partilerde bile kendini hem dayanışma içinde, hem de dışlanmış hissediyor, orada politik güçle içten içe sürtüşme halinde çünkü hiçbir yerde özümsenemiyor. Kendi sınıfı nasıl onu istemiyorsa, o da kendi sınıfını istemiyor, ama başka hiçbir sınıf da ona kucak açmıyor. Bu durumda, aydının işlevinden nasıl söz edebiliriz: O daha çok lüzumsuz bir adam, kusurları yüzünden, ezilen sınıfların içine asla giremeden onların dışında yaşamak zorunda kalan güdük bir orta sınıf ürünü değil mi? Her sınıftan pek çok insan bugün aydının kendine, var olmayan işlevler vehmettiğini düşünüyor.
Şimdi bu yazacağım şeyler çok özel şeyler ama keşke tüm başarılı, zeki, statü sahibi, üst segment kadınlara duyurabilsem diyeceğim, defalarca tecrübe ile sabitlenmiş çok önemli bilgiler. Eğer toplum içinde eğitimiyle, zekasıyla, kültürüyle, yeteneğiyle, maddi kazancıyla ve biraz da tabi güzelliği ile çok sivrilmiş, her yönden hiçbir eksiği olmayan
Kemalizm, 'Aydınlanma Devrimi'nin Türkçesidir. Aklı devreye sokan, eleştiriyi ve sorgulamayı temel yasaya dönüştüren uygarlık devrimini, Türkiye, Atatürkçülükle tanıdı. Türkiye bu kompleksi aşmalı değil, siz bu saçma düşüncelerinizden vazgeçmelisiniz. okuyup araştırmalısınız ama ne çare... sizi güdenlerin peşinden gitmeye devam edin, 'siyasal islamcılar'.
Şeyma
@Seymakcby
·
03 Mayıs 11:17
Türkiye'de hiçbir Starbucks ve McDonald's şubesinin kapanmamış olması akıl alır şey değil. Ama bunun da bir sebebi var. İsrail yanlısı kemalist ve putperest tayfa ile kemalist eğitimin rahle-i tedrisinden geçmiş, gelenek, inanç ve değerlerinden mahrum bırakılmış gençler buraları tercih etmeyi sürdürdü. Türkiye bu kompleksi aşmalı.
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade.
Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik...
…bunu buna başlayalım mı…?
Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı.
Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil.
Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filminde Sinan'ın ayrılık acısı yaşayan gence monologu
“Aslında o kadar önemli biri olmadığımız ortaya çıktığında neden üzülüyoruz ki?
Bunu temel bir aydınlanma hali olarak ele alabilsek daha iyi olmaz mı? İnanmak dediğimiz şey sonuçta insanın içinde başlattığı bir eylemdir. Ve güzelliğe, aşka inanmak kadar ayrılığa da inanmak, hazır olmak gerekir. Yani her güzelliğin sonunda bir kopuş, ayrılık pusuda bekler. Madem öyle, başımıza gelen bu gibi tatsızlıklara bizi kendi bilinmeyenlerimizle yüzleştiren hayırlı felaketler gözüyle bakmamız gerekmez mi?”
Asla kaçırmamanız gereken Andrey Tarkovski filmleri
1-) SİLİNDİR VE KEMAN
Silindir ve Keman, Andrei Tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 45 dakikalık mezuniyet filmi. Film bir işçiyle kemana yeteneği olan bir çocuk arasındaki ilişkiyi anlatır. Tarkovsky'nin Ivan'ın Çocukluğu (film) Ivan'ın
"Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştır
Zavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştır
Kas ve kan ve deri ve kemikler
Zayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırt
Onaltı ton yüklersin, eline ne geçer
Daha da yaşlanıp daha da borca batarsın
Aziz Peter beni çağırma çünki gidemem
Ruhum şirkete zimmetli
Güneşin ışıldamadığı bir sabah