Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cemal Karakulak

Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalamadığım her gün gücümden bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın karanlığı güneşti bana…
Sayfa 31 - MetisKitabı okuyor
Reklam
İçimde bir zehir birikti. Dilimin ucunu bir şeyler yaktı. Döndüm, "zehir", dedim zehre, "bana fazla geliyorsun, kaldıramam ben seni."..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendini inkâr etmenin en radikal biçimi, kişinin sigaradan veya viskiden değil, kendi bedeninden vazgeçmesi yani geleneksel olarak şehitlik olarak bilinen eylemdir. Şehit sahip olduğu en kıymetli şeyden vazgeçer ama bunu yapmamayı tercih eder. Buna karşılık intihar eden kişi, çekilmez bir yüke dönüşmüş yaşamdan kurtulduğuna memnundur. İsa ölmek isteseydi bu sadece herhangi bir intihar olurdu ve ölümü bir intihar bombacısının darmaduman sonu kadar değersiz ve beyhude olurdu. Intihar edenlerin tersine şehitler, ölümlerini geri kalanların hizmetine sokan kişilerdir. Ölmeleri bile bir sevgi eylemidir. Ölümleri diğerlerinin yaşamı için meyve verecek şekildedir. Bu sadece başkaları yaşayabilsin diye ölenler için değil (örneğin Nazilerin gaz odalarına giden kuyrukta birinin yerine geçerek) hayatı canlandıracak muhtemel bir ilkenin savunulmasında ölenler için de geçerlidir. "Şehit" kelimesi "şahit" anlamına gelir. Nitekim şahit olduğu şey de ilk başta onsuz yaşamanın anlamsız olacağı bir ilkedir. Bu açıdan şehidin ölümü yaşamın önemsizliğine değil değerine şahitlik eder. İslamcıintihar bombacıları için bu geçerli değildir.
Herif rüzgarı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.
Reklam
Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım.
Arsızdım. Dağıtmazsam toparlayamazdım. Dağıtmaya çalıştığım tarafım,dipte bir yerlerde sislerin arasına gizlenmiş deniz feneri gibi uzak ve basur gibi sinsice, sessiz sedasız çakıp dönüyordu.
Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu , eksik olanın ruhum oldugunu fark ettim. Önemsemedim. Yol, bana uygun bir ruh önerebilirdi. Kapıyı çektim, kilidin dili yuvasına otururken "Nereye?" dedi. Aldırış etmedim, çıktım.
İsa’nın günah hakkında söyleyecek çok az şey vardır. Misyonu erkek ve kadınların kırılganlıklarını başlarına kakmak değil kabul etmektir.
İsa birçok sorumlu Amerikan yurttaşının aksine, bir iş yapiyormuş gibi görünmemekte, oburlukla ve ayyaşlıkla suçlanmaktadır. Evsiz, mülksüz, dinî gerekçelerle bekâr, toplumsal açıdan marjinal, hısımlarını küçümseyen, mesleği olmayan, serserilerin ve dışlanmışların arkadaşı, maddi mülkler edinmeye karşı isteksiz, kendi güvenligi için korku duymayan, iffet kurallarna karşı dikkatsiz, geleneksel otoriteyi eleştiren, kilisenin içinde bir diken ve zenginlerle kudretlilerin belası olarak temsil edilmektedir. Kelimenin modern anlamiyla kesinlikle devrimci olmamasına ragmen, bir bakıma bir devrimcinin yaşam tarzına sahiptir. Kulağa bir hippi ile gerillanin karışımı gibi geliyor. Sebt Gününe kiliseye gitme anlamına geldigi için değil, çalışma yükünden geçici süreligine kaçmayı temsil ettiği için saygı duyar. Sebt Günü dinle değil dinlenmeyle ilgilidir. Hiristiyan olmanın en iyi sebeplerinden biri, tıpkı sosyalist olmak gibi, çalışmak zorunda olmamanız ve Amerika Birlesik Devletleri gibi ülkelerde her yere sinmiş olan korkunç putperestliği reddetmenizdir. Gerçekten medeni olan toplumlar şafaktan önce iş kahvaltıları yapmazlar.
Reklam
Hiçlikten yaratılış öğretisi ile Richard Dawkins’in mesleki yaşamı arasında tuhaf bir bağlantı var. Tanrı olmasaydı Dawkins işsiz kalırdı. Bu nedenle işverenin varlığını sorgulama çağrısı büyük kabalık.
Tanrı dünyayı tatsız bir ihtiyaçtan değil, hiç yoktan bir hediye, gereksiz ve karşılıksız bir jest olarak yapmıştır. Tanrı ilk başta onu yalap şalap yapmak için ilham veren duygusal dürtüye yenik düştüğünden uzun süredir acı bir pişmanlık içinde olabilir. Dünyayı ihtiyaçtan değil sevgiden ötürü yaratmıştır.
Yaratıcı Tanrı, araştırma bursu veren kurulu, sonsuza kadar etkileyecek mükemmel derecede akılcı bir tasarım üzerinde çalışan semavi bir mühendis değildir. Aksine dünyayı hiçbir işlevsel amaç gözetmeden, sırf sevdiği ve ondan hoşlandığı için yaratmış bir sanatçı olmanın ötesinde estetikçidir.
Hıristiyan teolojisi için Tanrı dev bir imalatçı değildir. Daha ziyade sevgiyle var olan her şeyi ayakta tutandır ve dünyanın bir başlangıcı yoksa dahi yine böyle olacaktır. Yaratılış bir şeyleri ortaya çıkarmakla ilgili değildir. Tanrı yokluktan ziyade bir şeyin var olmasının nedeni, herhangi bir varlığın olasılık koşuludur.
Çok çalışarak başarıya ulaşmak bir köylü idealidir.
Sayfa 125 - Wallace StevensKitabı okudu
210 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.