"Ma'şuka mesturelik yakışır."
Örtü, hayatımızın anlamı. Örtüler kalksa hayatın anlamı kalmayacak. Hayatın hakikati ve nihayeti ölüm dahi örtünerek geliyor. Ölüm yeri, ölüm zamanı, ölüm şekli. Ya örtüsüz olsaydı!
Hayatımıza gelen sürprizler de örtülü. Örtü olmasa sürpriz olmaz. Aşk? O da örtülü. Belki bizzat aşkın kendisi örtü. Sidre-i Münteha'da ne oldu bilen var mı? Bildiğimiz kab-ı kavseyn inceliğinde bir örtü, ve örtünün verası için şaşmayan bir göz. Gerisi bizim için örtülü. Örtülü olması gerektiği için!
Yıllar önce bir şiir denemede "örtünün ardı mucib-i merak" demiştim ve şöyle devam etmiştim "aklını küfrün minberine bırak"... örtü zaruret. Örtü gaybubet...hala aynı fikirdeyim.
Kur'an'da 128.000 peygamberden kaçı örtülü bırakılmış! Bu kadar peygambere örtü çekildi ise, bu örtü hangi hakikati örtünün önünde bizler için aşikar bırakmıştır?
Baran! Yağmur demek Fariside. Âd Kavmine gelen bulutlardan boşalan yağmuru düşünüyorum.
Belâ yağmur gibi gökten yağarsa
Bâşını âna tutmaktır adı aşk
Lâtif! Ne güzel isim.
"Lütfunda hoş, kahrın da hoş"...
Tesadüf mü? Bence hayır...
Örtünün verasına kayan gözün bir cezası olacak elbet. Ve gözün de bir örtü olduğu anlaşılacak nihayet.
Örtü açıldıkça hayret artacak. El-Latif ne anlama geliyor? Her şeyin inceliklerini bilen.. Yoksa O mu örtüleri yerleştiren?
Daha fazla yerim olsa, daha fazla soru soracağım. Şimdi ben de örtüye bürünmek istiyorum.