Ayse Uzkan

Dünyaya gelmiş geçmiş onlarca âdemoğlu olduğu anlatımı vardır… Ben bunu ilk kez Muhyiddin-i İbni Arabi’nin bir anlatımında görmüştüm. Âdem bizlerin babasıdır, doğrudur ve bizim gibi topraktandır ve her toprak dünyanın önceki, bir kıyamet sonrasında yeni elementlerle oluşumundan ibaret olduğuna ilişkin anlatımlar da mevcuttur. Dolayısıyla da Âdem yapılarının bir diğerinden farklı olduğu da ifade edilir… Hatta o sevgili Allah dostu Muhyiddin-i İbni Arabi Hazretleri, o güzel zat, Mekke’de kaldığı iki yıl içinde bir gün bir Kâbe ziyaretinde, onlarca insan tavaf yaparken onların arasında Kâbe’yi tavaf eden, boyu metrelerce olan ama tuhaf bir şekilde gölgesi olmayan bir adamı gördüğünü anlatır: Uzun boylu adam onun kendisini fark ettiğini anlayınca, “Bizler de sizler gibi bu beyti tavaf ediyoruz…” der. Muhyiddin-i İbni Arabi onun yanına yaklaşır. Kim olduğunu sorar. Aldığı cevap şaşırtıcıdır: “Ben senin büyük atalarındanım” der. Hangi asırda yaşamış olduğunu sorunca, “Kırk bin sene evvel vefat etmiştim” cevabını alır. Muhyiddin-i İbni Arabi Hazretleri şaşkınlığını gizleyemez: “Nasıl olur, bizce Âdem’in ortaya çıkışı bile 6-7 bin yıla dayanır…” deyince yabancı şu cevabı verir: “Sen hangi Âdem’den bahsediyorsun? Size yakın olan Âdem’den mi, yoksa bize yakın olan Âdem’den mi? Bil ki insanın ilk atası olan Âdem’den evvel yüz bin Âdem gelip geçmiştir…”
Reklam
Sadece Tanrı'ya inandığım anlarda yaşamış olduğumu hatırladım. Bu, geçmişte nasılsa, bugün de öyleydi. Yaşamak için Tanrı'nın varlığının farkında olmaya ihtiyaç duyuyordum. Onu unutmaya, ya da onu inkar etmeye göreyim; ölüyordum, Bu canlanma ve ölme de neyin nesi? Tanrı'nın varlığına olan inancımı yitirdiğimde yaşamıyorum. Şayet Onu bulmaya yönelik içimde bir umut kırıntısı olmasaydı kendimi çoktan öldürmüştüm. Sadece O'nu hissettiğimde ve bulmaya çalıştığımda yaşıyor, gerçekten yaşıyorum. "Daha ne arıyorsun?" diye haykırdı içimdeki bir ses. "Bu O. O, onsuz yaşanılamayandır. Yaşamak ve Tanrı'yı bilmek aynı şeylerdir. Tanrı var oluştur."
"Hiçbir şey bizi intihar yoluyla var oluşu reddetmekten alıkoyamaz. Pekala o halde öldürün kendinizi, irdelemekten kurtulursunuz. Yaşamak sizi mutsuz ediyorsa öldürün kendinizi! Yaşıyorsunuz, ama yaşamın anlamını anlayamıyorsunuz - o halde anlamadığınızı söyleyerek ve yazarak vakit harcayacağınıza sona erdirin yaşamınızı.