" Alnından öptüğüm yerde ülkemsin, ağzından öptüğüm yerde kadınım, diyeceğim. Bir gülüşünle çıkıp caddeleri dolduracağım.
Ömrümden öteye taşıdığım çocuk... Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim."
"Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde.
...
Kirpiklerinin ömrüme açtığı yolda yaptım bütün kavgalarımı. Dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu."
' " Daha anlatsana, " dedim.
" Hoşuna mı gitti?"
" Hem de çok. Seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre boyunca hiç durmadan laflamak isterdim."
" Benzinimiz yeter mi ki? "
" Yalancıktan doldurursak yeter. " '
"-... onu öldüreceğim..
- Ne diyorsun evladım sen, babanı mı öldüreceksin?
- Evet, öldüreceğim.... Kastettiğim onu kalbimde öldürmek. İyiliğini istemekten vazgeçmek. Derken bir gün ölüp gidecek.
...
- Sen beni de öldüreceğini söylemiyor muydun?
- Başta söylemiştim. Sonra seni tersinden öldürdüm. Seni kalbimde doğurarak öldürdüm. "
" Ben senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum, biliyor musun?
Niye?
Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor. "