İlk yarısına kadar çok zor okuduğum bir kitap oldu. 2. Dünya Savaşı yılları ve özellikle Yahudi soykırımı özel olarak ilgimi çeken konulardan birisi olmasına ve gerçek bir yaşam öyküsü olmasına rağmen. Dilinde mi, çeviride mi yoksa kurguda mı bir sıkıntı var, çözemedim. Dita gerçekten çok ilginç bir karakter. Üç ayrı mekanda geçen hikaye elbette korkunç gerçeklerle dolu. Bence gerçek bir hikâyeyi kurguya çevirmekte zorlanan gazeteci bir yazar durumu söz konusu. Yine de tavsiye ederim. Sürükleyici olabilecekken olamamış, bununla birlikte ölüm kamplarında 8 kitabın yapabileceklerini sorgulamak için bile okunmaya değer.