Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ayse

Herkes kendi yaşadığı pencereden değerlendirir
Hikaye ederler ki Anadolu'dan İstanbul'a gelmiş olan beş altı adam, birkaç sene İstanbul'da kalıp tekrar memleketlerine döndüklerinde, köylerinin en akıllısı sayılan ve hakikaten de akıllı olan bir ihtiyar, İstanbul' dan gelen bu adamlarla birer birer görüşerek, "Oğlum, bizim koca İstanbul'u ne halde buldunuz? Neler gördünüz? Biz görmeyeli acaba İstanbul başka türlü mü olmuş?" sorusunu her birine ayrı ayrı yöneltmiş. Birisinden, "İstanbul'da olan ilim medreseleri, dünyanın hiçbir yerine mahsus değildir. Medreseleri, imaretleri şöyle gördüm, böyle beğendim!" cevabını alıp diğerinden ise, "İstanbul umumi bir meyhane haline gelmiş. Adım başında bir meyhane olduğu gibi içki bulunmadık hane de yoktur" ve bir diğerinden, "İstanbul bir kan pazarıdır. Hiç yok sayılacak kadar ince yaşmaklıl hanımlar sokaklarda her kimi görseler yüzlerine gülerler" cevabını ve diğerlerinden de böyle yani birer meseleye mahsus cevaplar almış. İhtiyar her aldığı cevabı ayrı ayrı onaylamış. Çünkü kendi kendine demiş ki: "Herkes İstanbul'u kendi yatkınlığına, uğraşiarına mahsus bir gözle görmüştür. "
Sayfa 19 - Türkiye İş Bankası
Reklam
kadın erkek farkı
Şeref bir kelimeden ibaret değilmiş Özel isimmiş.Çocuğuna Şeref ismini verebilirmişinsan, tabi eğer oğlansa. şeref ve haysiyet erkeklere mahsusmuş. Yaşlılara, orta yaşlılara, gençlere , hatta ağzı süt kokan oğlanlara. Hepsinin onuru varmış. Kadınlarınsa yokmuş. Onların kısmetine düşen kelime farklıymış: AR 'Kadın kısmı incecik, ak patiskadan yapılmıştır. Erkeğin kumaşıysa kalın ve koyu renkliymiş.Yaradan böyle yaratmış. Birini diğerine üstün kılmış. Niye böyle yaptığına fanilerin aklı ermezmiş; o yüzden soru sormamak en iyisiymiş.Beyazın üstünde en ufak kir bile gözden kaçmazken siyah zemin leke göstermiş. Aynı şekilde, alnına leke sürülen kadınar hemen fark edilir, tıpkı kabuğun danelerden sıyrıldığı gibi ayrılırmış diğerlerinden. Yani bir bakire kendini bir erkeğe verdiğinde (sevdiği olsa bile ) herşeyini kaybedermiş ama erkeğe hiçbir şeycik olmazmış.
Sayfa 66 - Doğan yayınevi
Yüz on cephedir, gözler ise pencereler , ağız kainata acılan kapıdır. Kollar bacaklar da merdivenler.
Sayfa 267 - Doğan kitap

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Vücut sarayını Rab inşa eder, anahtarını bize teslim eder.
Sayfa 267 - Doğan kitap
Ceberrutlar kudretlerini kendi güçlerinden değil, başkalarının zayıflığından almaktaydı. Eğer bu sarayda kalacaksam ,bu şehirde tutunacaksam endike bir harem kurmalıydım. İcine herkesten uzak olmasını dilediğim yanlarını koyacaktim; zaaflarım , hırslarım , kırgınlıkların sırça yüreğim.Agasi da ben olacaktım o haremin, sultanı da. Ve bundan böyle kimsenin içeri girip bu saklı yanlarımı görmesine izin vermeyecektim.
Sayfa 214 - Doğan kitap
Reklam
Neye alıştıysak öylesi doğru zannederiz.
Sayfa 200 - Doğan kitap
Ehli hüner 3 kaynaktan beslenir. 1. Kitaplar = Bol bol okumak 2. Insanlar = ustaların yanında eğitilmek 3. Yollar = Seyahat etmek
Sayfa 195 - Doğan kitap
Cevabını taşıyamayacağın sorular sorma!
Sayfa 161 - Doğan kitap
Şayet bir işi başarmak istiyorsan, onu neden bir başkasının değil, senin yapman gerektiğine kainatı ikna etmek lazım. Bunun da tek yolu çalışmaktır.
Sayfa 146 - Doğan kitap
Etrafını her dediklerine "evet" diyen dalkavukla dolduranlar, fikrini durustcedoyleyen adamı hain zanneder.
Sayfa 145
Reklam
Herkes hududunu bildiği, kurallara riayet ettiği müddetçe sulh içinde yasariz
Sayfa 46
Senin düşmanına ihanet edip, sonra sana gelen adamdan asla dost olmaz. Bugün kapına köpek olan, yarın seni de ısırıp başkalarına yaltaklanır.
Sayfa 41 - Doğan kitap
Şu hayatta kimseye hayır getirmeyeceğinden emin olduğu üç şey vardı: Ruhunu iblise satan adam; güzelliğiyle böbürlenen kadın ve sabahı bekleyemeyecek kadar acil olan haber
Sayfa 26 - Doğan kitap
Hubbul vatani minel iman. Vatan sevgisi imandandir. Vatanini milletini sevmiyenin imani noksandir. Hadisi Serif
Sayfa 9 - Istiklal matbaası
Tuhaf sey
Melekler, "yemekle yaşamanın ne alakası var" diye hayrette kalırken, insanlar "yemeden de yaşanır mıymış " diye dudak bükerler. Balık için uçmak, kuş içinde yüzmek akıl alacak işlerden değil... Sinek ipek örmeyi, yılan da bal vermeyi aklıma sigistiramaz. Bütün bu hayat çeşitlerinin yaratıcı olan Allah'ın hayati, yarattığı hayatlara beklemekten münezzeh... Henüz birbirini anlamaktan aciz olan bu hayat sahiplerinin, Allah'ın mukaddes hayatını anlamak davası gutmeleri tuhaf şey....
Sayfa 3 - Zafer Yayinlari
366 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.