Gönderi

Herkes kendi yaşadığı pencereden değerlendirir
Hikaye ederler ki Anadolu'dan İstanbul'a gelmiş olan beş altı adam, birkaç sene İstanbul'da kalıp tekrar memleketlerine döndüklerinde, köylerinin en akıllısı sayılan ve hakikaten de akıllı olan bir ihtiyar, İstanbul' dan gelen bu adamlarla birer birer görüşerek, "Oğlum, bizim koca İstanbul'u ne halde buldunuz? Neler gördünüz? Biz görmeyeli acaba İstanbul başka türlü mü olmuş?" sorusunu her birine ayrı ayrı yöneltmiş. Birisinden, "İstanbul'da olan ilim medreseleri, dünyanın hiçbir yerine mahsus değildir. Medreseleri, imaretleri şöyle gördüm, böyle beğendim!" cevabını alıp diğerinden ise, "İstanbul umumi bir meyhane haline gelmiş. Adım başında bir meyhane olduğu gibi içki bulunmadık hane de yoktur" ve bir diğerinden, "İstanbul bir kan pazarıdır. Hiç yok sayılacak kadar ince yaşmaklıl hanımlar sokaklarda her kimi görseler yüzlerine gülerler" cevabını ve diğerlerinden de böyle yani birer meseleye mahsus cevaplar almış. İhtiyar her aldığı cevabı ayrı ayrı onaylamış. Çünkü kendi kendine demiş ki: "Herkes İstanbul'u kendi yatkınlığına, uğraşiarına mahsus bir gözle görmüştür. "
Sayfa 19 - Türkiye İş Bankası
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.