“Ah efendim, dedi, bizi bizden daha iyi biliyorlar; Mesnevi'yi de,Rubiyat'ı da, Gazali'yi de, Farabi'yi de bizden daha çok okuyorlar; bizi bizden daha çok takdir ediyorlar; bizim bizden daha büyük düşmanımız yoktur efendim, yoktur.”
Memleketimizin baki vebası olan batı ile doğu çatışmasını yaşayan bir genç kızın çırpınışları, çöküşü ve nihayet dirilişi. Günümüzde hala net bir cevabı olmayan medenileşmenin yanlış anlaşılması, Garp’ın ışıltılı suretine aldanıp Şark’ın ruhları doyuran hakikatlerinin unutulması, hayatımızın belli bir döneminde belki hepimizin yaşadığı iç savaşları ve bunların neticesinde insanın öz kültürünün daima mutlu olmasına yeterli olduğunu anlatan muazzam eser.
Bu kitabı okuduktan sonra uyarlaması olan diziye bakayım dedim ve bir bölüm izlemeye zor tahammül edebildim. Karakter isimleri dışında ne yazık ki kitap ve dizinin hiçbir ortak noktası yok. Dizi; milyon tane benzeri çekilen klasik zengin erkek fakir kız ilişkisini konu alıyor. Bu diziyi izleyen çoğu insanın kitabı okumayıp Peyami Safa’nın böyle bir konuyu yazdığını zannetmeleri çok üzücü.
Normalde sosyal mecralarda kitap incelemesi yapmadığım halde bu kitabı okuyunca yazma gereği hissettim. Mutlaka okunması gereken kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum.