Gördüm babaların ağlamasını,
Anaların ağlaması bir başka,
Anaların ağlaması bir ayrı,
Anaların ağlaması bir beter,
Dövülen döş,
Yolunan saçları damlayan bir çığlık,
Ağustosta çam ormanı yangını..
Babalar akıldan kolay çıkmaz. Gözünün içine bakarsın çünkü. Benden memnun mu, benden razı mı.? Gözünün içine bakarsın. Çocukken ayrı bakarsın, gençken ayrı bakarsın. Kahramanım dersin çocukken, düşmanım dersin gençken. Hayatın babanı alt etmeye çalışarak geçer. Hayatın babanı yendiğin zaman başlar. Daha doğrusu sen öyle sanırsın. Bitti dediğin yerde, onu yendim dediğin yerde hayattan nasıl büyük bir kazık yediğini anlarsın. Baban direğindir çünkü ondan destek alırsın. Yelkenindir çünkü rüzgarını sana o üfler. Limanındır çünkü fırtınada ona sığınırsın. Sesinin tonunu taklit edersin farkında olmadan. Gülüşünü taklit edersin. Sevaplarını günahlarını taklit edersin farkında bile olmadan. Babaların günahlarını oğullar çeker derlerde. Peki oğulların günahlarını kim çeker..?
"Babaya Mektup" kitabı hakkında elimden geldiğince bir şeyler karalamak istiyorum.Aileler, çocukları üzerinde sonsuz bir yetkiye sahipmiş gibi davranıp incittikleri vakit, çocuklar hayatlarının son anlarına kadar bunu unutmaz.Anne-babaların kendilerince çocuklarının iyiliğini düşünerek takındıkları tavır, yüreklerinde kalıcı hasara
Eskiden beri bu topraklarda,bu ülkede ana babaya saygı-sevgi önceliklerimiz arasında gelir.
Eyvallah, ana babaya sevgi ve saygı normal her insanın kuşanması gereken duygu ve düşüncelerden.
Özelliklede son yıllarda artan bireysel ve aile içi şiddet, insanlar arası sevgi,saygı ve güven duygularının azalması, boşanmaların artması ile birlikte
Babalar ağlar da göstermez,
eğer görünür halde ise babaların ağlaması,
artık felaket çok büyüktür.
⚘ Hayati İnanç
Ocak '2⁹
Düşüyoruz,
Cam kırıkları,
Her yerimiz kan içinde.
Sorun değil,
Ama en önemlisi,
Yüreğimizin kan,
Kalbimizin kahpelikler içinde,
Olması.
Ve hepimiz yaşamın kitaplarda daha güzel olduğuna hemfikiriz. Elimizden kitaplarımızı alsanız bir anda ne yapacağımızı şaşırır kalırız; ne yapacağımızı, kime sığınacağımızı, neye tutunacağımızı, neyi seveceğimizi, neden nefret edeceğimizi, neye saygı duyacağımızı, neyi aşağılayacağımızı bilemeyiz. İnsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüz karası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. Ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, giderek daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. Zevk duyuyoruz bundan. Çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın bir yolunu bulacağız... •iyi geceler•
Ülkemizde her yıl yapılan üniversite sınavı sonuçlarına baktığımızda genel olarak kız öğrenciler erkek öğrencilerden daha başarılılar. Bu durumun altında yatan birçok neden vardır elbette. Aynı yaş grubunda olan her iki cinsiyetin zihinsel ve psikolojik gelişimleri farklı etmenlerden farklı oranda etkileniyor ve bu da her şeyde olduğu gibi sınav
Ağlamamak, gözlerini dünyaya açan bir Kızılderilinin aldığı ilk derstir..
Doğar doğmaz ağzı kapanan çocuklar..
“Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar.”
Amerika Kıtasında Ekim ayının ikinci pazartesi “Kolomb Günü”dür.
Şenliklerle, şölenlerle kutlanır..
Tıpkı
Şükrü Erbaş
"seni öpsem, gülse bir halk
seni öpsem, yoksulluk
utansa verdiği acılardan
kırılsa her türlü korkunun kanadı.
seni öpsem, silinse
alın çizgilerinden gam
yürek kuytularından akşam.
Size mutlu olunca ne olacağını söyleyim. Mutluluktan depresyona gireceksiniz sonra yine mutsuz olacaksınız. Sokaklar camlardan kendini aşağıya atmış gencecik bedenlerle dolup taşacak. Ambulanslar yetişmeyecek morglar daha fazla ceset almayacak evlatlarını kaybetmiş ana babaların feryatları arşı titretecek. Peşinden koşup durduğunuz şu mutluluk denen hülyaya kapılıp sonunda kendinizi öldüreceksiniz.