Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hunlar ile Göktürklerde âdeta ideal hâline gelmiş üstün bir millî gurur ve kendilerine karşı da bir güven gelişmişti. Halkın millî gururu ve bu gururun zamansız olarak patlak verip bir savaşa sebep olabileceği korkusu, hakanların kalplerini sarıyordu. Nitekim, M.Ö. 91 savaşından önce Hunlar Çin başkomutanını esir alırlarsa, Tanrı'ya kurban edeceklerine söz veriyorlar... Çin başkomutanı esir alınıyor... Ancak Hun hakanı Çin komutanını ağırlıyor... Fakat ana hatun hastalanınca Tanrı'ya verilen söz yerine getirilmedi diye, (ordu) Çin komutanını kurban ediyor.
Sayfa 136
Ortadoğu ile Hindistan'daki açların hepsi kendi başlarının çarelerine bakarlardı. Türklerde ise açlığın çaresi topluca aranırdı. Çünkü Türklerin sosyal yapısı ile boy düzeni bunu gerektiriyordu. Aileler topluluğu, bir askerî birlik yapısında oluşuyordu. Yalnız gezenler ise soysuz sopsuz, çingene kişilerdi.
Sayfa 153
Reklam
Prof. Osman Turan'ın da belirttiği gibi, Anadolu'ya gelen Türkmenler ilk önce çok sert ve katı oluyorlardı. Bu Türkmenler kendilerine yurt bulup, yerleşip Bizans karşısında bir beylik kurunca, Rumların artık Türkmenler'den bir şikâyeti kalmıyordu. Bizans'ın kötü ve baskıcı idaresi yerine, artık bu Türkmenlerin idaresini seçer oluyorlardı. Kendi kabilesi ile birlikte bir yurda sahip olan bir Türkmen beyi, mücadele sonunda küçük bir beyliğin sahibi olunca, derhâl asâyiş, emniyet ve nizamı kuruyordu... 1038'de Selçuklu İbrahim Yınal'ın da dediği gibi, yağma ve yolsuzluklar küçük halkın işiydi.
Sayfa 161
Destanlarda Oğuz Han'ın, dolayısıyla Türkler'in ana yurdunun kışlağı Talas, Sayram ve Almalık şehirleri; yaylağı ise Or-dağ ile Kür-dağ idi. Akınlarda, anayurtla ilişkilerini kesmemeğe dikkat ediyorlar ve "fütuhat hülyâsı ile anayurdumuzu fedâ etmeyelin" diyorlar ve bu, bir yasa oluyordu. Görülüyor ki, Türkler ne kadar uzaklara akın yaparlarsa yapsınlar, anayurtlarını akıllarından çıkarmıyorlardı.
Sayfa 163
Çinli halk barış zamanında da savunma duvarları, kanallar, yollar, evler yapmakla vazifeli idiler. Hunlarda ise barış zamanında herkes kendi işine, kendi gücünü verirdi.
Sayfa 172
Reklam
"Bilge Kağan" bütün Göktürk kağanlarına verilen bir addır.
Sayfa 173
Şamanizmde kut insanın ruhudur ve çocuğa ana rahminde iken verilir. Fakat insan ruhu Türkler'de ve Türk şamanizminde daha çok "tın" adı ile anılırdı. Gerek Yakut ve gerekse inanışları hakkında sağlam ve geniş bilgiler toplanmış olan Altay Türklerinin Şamanizminde tın, bir 'esinti, rüzgâr ve nefes' idi. Tın ayrılırsa insan hemen ölürdü. Tın, bütün canlı yaratıklarda bulunurdu. Kut ise her şeyde var olabilirdi.
Sayfa 179
"Türkler İslamiyet'e girdikten sonra da kendi efsanelerini peygamberlerin hikayelerine uydurmuş ve devam ettirmişlerdir."
Sayfa 636Kitabı okudu
1.000 öğeden 881 ile 890 arasındakiler gösteriliyor.