Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dinleyin ey insanlar! Var’ı yok demeyiniz! Varlığa yok deyip de yok olup gitmeyiniz.
Sayfa 433 - Yaratılış Destanı
Türk'ün şanlı bayramı
Ergenekon’dan çıkışımızın 4660. yılı kutlu olsun… "Türkler, yaşlarını baharlara göre hesap ederlerdi. Mesela yirmi yaşında olduklarını söylemek için 'yirmi yeşil gördüm.' derlerdi. Bu, 'yirmi defa yeşillenme mevsimi ve bahar gördüm' demekti. Gerçi Türkler takvimi biliyorlar ve aylar ile seneleri de iyi bir şekilde hesap edebiliyorlardı. Fakat yeşille, yeşillenmelerle konuşmak, insanı tabiatın kucağına ve geçip giden senelerin iyi veya kötü hatıralarının içlerine götürüyordu." Bahaeddin Ögel, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, TDAV Yay., s. 592
Reklam
Türklerin kadınlara değer verdiğini gösteren güzel bir kanıt.
Türk mitolojisindeki kahramanların hatunları, genellikle Tanrı tarafından gönderilmiş kutsal kadınlardı. Türk mitolojisindeki erkek insani, kadın ise ruhani bir kisveye bürünmüşlerdi.
Sayfa 99 - Türk Tarih Kurumu
Türk töresi yüceltir…
Oğuz destanında da görüldüğü gibi, Türk mitolojisindeki kahramanların hatunları, umumiyetle Tanrı tarafından gönderilmiş kutsal kadınlardı. Türk mitolojisindeki erkek İnsanî, kadın ise ruhanî bir kisveye bürünmüşlerdi.
"Ey Türk Oğuz Beyleri, Milleti, işitin!
«Yukarıdan Gök basmasa! " Aşağıda (Yağız) Yer delinmese! "(Ey) Türk milleti: ilini, töreni, kim bozardı! "(Siz) uygun Türk milleti idiniz! "Düşün ve ibret al! "(Kağanın), bağlılığın için (seni) eğitmiş, Bilge-Kağanın imiş! «Vardın! iyi iline kendin yanıldın! (Kendin)kötü davrandın! «Zırhlılar, nerden geldiler de,
Reklam
"Arsari Bay bu şeyhe vardı ve şeyhe devre ederek saygıda bulundu ve ona rica ile şöyle dedi: - "Biz Türk halkıyız. Bizim Arapça kitapları okuyup, manasına erişip ona göre hareket kılmamız çok zor oluyor. Eğer Arapça yazılan meseleleri, Türkçeye tercüme kılıp, bir yardımda bulunursanız, sevaba girersiniz. Bunun üzerine /Şeref Hoca, bütün dinî meseleleri tercüme edip, bir kitap haline getirdi. Bu kitabın adını da "Mû'in al-Murid koydu. (Bundan da) Arsari Bay'a verdi. O vakitten bu zamana kadar bütün Türkmenler, bu kitabın içindekilere göre hareket ederler..."
"Bugün yer yüzünde yaşayan Türkmenlerin hepsi, bu adlarla adlandırılan ve Oğuz Han'ın yirmi dört oğlunun soylarından gelen kimselerdir. Türkmen sözü, daha eski çağlarda yoktu. Türklere benzeyen bütün göçebe boylara Türk derlerdi.."
Kırgızların ceza sistemi çok sertti. Memleket meseleleri üzerinde münakaşa yapanlar ve haydutluk edenlerin başları kesilirmiş. Hırsız çocukların kesilen başları, babasının boynuna takılır ve baba kuru kafayı ömrünün sonuna kadar çıkaramazmış.
Sayfa 213 - Türk Tarih Kurumu
1517 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Yunan ve İskandinav mitolojisinden çok farklı olarak, yaşanmışlıkları da içerisinde barındıran ve her sayfada binlerce yıl önce şu an sizin yaptıklarınızı yapan topluluklarla karşılaşmak sizi şaşırtacak ve hatta hoşunuza gidecek. Türk mitolojisi’ndeki birçok ritüelden, atasözlerinden ve deyimlerden de bahsediyor. Tavsiye ederim
Türk Mitolojisi
Türk MitolojisiBahaeddin Ögel · Altınordu Yayınları · 202033 okunma
Reklam
Namübarek iblis sakallı, zift suratlı yobazların olmadığı zamanlar
"Eski Türk dininde, Tanrı ile kul arasına, kişiler girmiyorlardı..." Gök Kurt gibi, ancak sembolik görüntüler vardı.
Sayfa 122 - Türk Tarih Kurumu
"Türkler arasına İslâm dininin girişi de, sağ tarafın önemini kaybettirmedi. Kutadku Bilig 'de de sağ taraf iyi (Edgü) ve iyilik getiriyordu. Cennet de sağ taraftadır. Sol tarafta ise cehennem vardır . Bu bakımdan eski Türk inanışı, Müslümanlığın bu prensibi ile uygunluk halinde idi.."
Altay, Yakut gibi birbirinden çok uzakta bulunan Türklerin yaratılış destanlarının tümünde, kainatın başlangıcından beri başlıca iki varlık vardı: Tanrı ve şeytan.
Sayfa 457Kitabı okudu
"Türklere göre en yukarıda gök, onun altında Kağan, yani hükümdar, hükümdarın altında insanoğlu ve insanoğlunun altında ise yer vardı. Bu her dört kat birbirleri üzerine oturmuyorlardı. Aralarında bir mesafe vardı. Hiç bir metinde, Türk hükümdarının insanların veya tebaasının üzerine basıp, adeta ezercesine oturduğuna dair bir belirti yoktur. Hakan, gökle yer arasındaki, kendi katında otururdu.."
"Bir oba, bir yerden göçüp başka bir yere konduğu zaman, çadırlar bir daire meydana getirecek bir şekilde kurulurlardı. Kuzeyde, güneyde ve diğer yönlerde kimlerin çadırlarının kurulacağı, törece belirtilmişti. Kabile reisinin çadırının sağında ve solunda kimlerinki bulunacaktı.."
1.359 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.