Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Türkler arasına İslâm dininin girişi de, sağ tarafın önemini kaybettirmedi. Kutadku Bilig 'de de sağ taraf iyi (Edgü) ve iyilik getiriyordu. Cennet de sağ taraftadır. Sol tarafta ise cehennem vardır . Bu bakımdan eski Türk inanışı, Müslümanlığın bu prensibi ile uygunluk halinde idi.."
"Oğuz Kağan'a böyle bir bildiride bulunmuştu. Tanrı onun Dünya Devletini onaylamış ve armağan olarak da ok ve yayı, onun devletinin arması olsun, diye göndermişti. Şu halde Büyük Selçuk Devletinin arması olan ok ve yay'ın mitolojik bir anlamı da var demekti. Oğuz Han'in gökle yerin kızını aldığını ve çocuklarının bunlardan türediklerini de söylemiştik..."
Reklam
Yer ile gök arasında..
"Turklerde Gök ile yer, birbirinden hiçbir zaman ayrılmıyan iki kutsal varlıktı. Her ikisi de, insanlara beraberce iyilik veriyorlar ve yardım ediyorlardı. İnsanlara başarı gücünü veren de, yalnızca bu iki kutsal şeydi..."
"Türklere göre en yukarıda gök, onun altında Kağan, yani hükümdar, hükümdarın altında insanoğlu ve insanoğlunun altında ise yer vardı. Bu her dört kat birbirleri üzerine oturmuyorlardı. Aralarında bir mesafe vardı. Hiç bir metinde, Türk hükümdarının insanların veya tebaasının üzerine basıp, adeta ezercesine oturduğuna dair bir belirti yoktur. Hakan, gökle yer arasındaki, kendi katında otururdu.."
"Güneşin doğduğu taraf, doğu yönüdür. Türklerde en kutsal olan yönde, bu yöndür. Esas Türk kitlelerinin batı da olmasına rağmen, devletin önemli olan tarafları da, doğu bölümleriydi..."
"Türk ve Moğolların kabile ve aile ananesinde ise, baba ocağını devam ettiren çocuk, en küçük oğuldu. Bunun için Türk masallarında da en büyük önemi, küçük oğullara verilmişti. Diğer oğullar evlendikten sonra baba ocağından dışarıya çıkarlar; fakat küçük oğul, hatunuyla baba ocağında kalırdı. Bu sebeple babanın mirasının büyük kısmı da küçük oğlu'na kalırdı.."
Reklam
"Eski Türkçede bu belirli arazi parçasına "II", Osmanlılar devrinde ise "Yurtluk" denirdi. Bu sebeple konargöçer olmalarına rağmen, bir yurt ve il sevgisi vardı kendilerinde. Askerlik ruhu ve askerî teşkilat ise, obanın kuruluş ve yaşayışının içine sinmişti.. "
"Bir oba, bir yerden göçüp başka bir yere konduğu zaman, çadırlar bir daire meydana getirecek bir şekilde kurulurlardı. Kuzeyde, güneyde ve diğer yönlerde kimlerin çadırlarının kurulacağı, törece belirtilmişti. Kabile reisinin çadırının sağında ve solunda kimlerinki bulunacaktı.."
"Arsari Bay bu şeyhe vardı ve şeyhe devre ederek saygıda bulundu ve ona rica ile şöyle dedi: - "Biz Türk halkıyız. Bizim Arapça kitapları okuyup, manasına erişip ona göre hareket kılmamız çok zor oluyor. Eğer Arapça yazılan meseleleri, Türkçeye tercüme kılıp, bir yardımda bulunursanız, sevaba girersiniz. Bunun üzerine /Şeref Hoca, bütün dinî meseleleri tercüme edip, bir kitap haline getirdi. Bu kitabın adını da "Mû'in al-Murid koydu. (Bundan da) Arsari Bay'a verdi. O vakitten bu zamana kadar bütün Türkmenler, bu kitabın içindekilere göre hareket ederler..."
"Eski çağlardan beri halk, hep anlatır, durur: "Oğuz İli, köçib, çekib, yürümedük yol bar mu? "Üyün tutup, olturmaduk yurt bar mu?" "Oğuz İlinin, göçüp, çekip, yürümediği yol var mı? Evini dikip, oturmadığı yer var mı?.."
Reklam
Mor yavı Han sevdim seni:) selam olsun ruhuna..
"Kanlı-Yavı'nın iki oğlu var idi. Büyüğünün adı Mor-Yavı, küçüğünün adı ise Kara Alp-Arslan idi. Mor-Yavı Han, 75 yıl padişahlık yaptıktan sonra ölüp, öbür dünyaya gitti.."
"Farsça Oğuz destanına göre, Oğuzlar ilk defa, Doylı Kayn zamanında Müslüman oldular.."
"Bugün yer yüzünde yaşayan Türkmenlerin hepsi, bu adlarla adlandırılan ve Oğuz Han'ın yirmi dört oğlunun soylarından gelen kimselerdir. Türkmen sözü, daha eski çağlarda yoktu. Türklere benzeyen bütün göçebe boylara Türk derlerdi.."
Çin Vezirinin Raporu;
"Hunların askerlik taktiklerine gelince": "Hunlar at üzerinde dörtnala giderlerken bile, ok atabilir ve yay kullanabilirler. Çinli atlılar bunu yapamazlar! (Hunlar), ne rüzgâr, ne yağmur, ne açlıktan ve ne de susuzluktan korkarlar. Çinliler ise, bunları yapamazlar! Bu Hunların, çok uzun çağlardan beri gelen, eski yetenekleridir.
Ortaasya tarihinde büyük kağanlıklar, Ortaasya'yı elinde tutan diğer büyük bir kağanlığın yıkılması ve onun yerine, yenisinin kurulması ile başlamıştır. Göktürklerden Bumin Kağan da, Ortaasya'yı kontrolü altında bulunduran Juan-Juan Kağanı Ana-kuei'i öldürüp, kafatasından bir içki kâsesi yaptırdıktan sonra kağan ünvanını almıştı.
1.359 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.