dünyanın en güzel kitaplarından biriydi. okuması en keyifli, en akıcı, en tatlı, en gerçekçi, en komik kitaplarından biri. en heyecanlı yerinde birden sizi bir gülme tutabiliyor. hiç beklemediğiniz cümlelerle karşılaşıyorsunuz çünkü. dünyanın en akıllı beş yaşındaki çocuğu. bayıldım! bazı iç monolog kısımları oğuz atay hissi verdi ya da ben artık baktığım her yerde onu görüyorum. neyse de süpsüper bir kitaptı.
"Bana anlattığın şu masal vardı ya," dedim yanına eğilerek. Parmaklarımı belli belirsiz saçlarına ve yanaklarına değdirdim. "O masalın sonunu eksik biliyorsun. Aynanın kırıkları gözüne kaçan insanlar ağlayarak kendilerini kurtarabilirler. Gözyaşlarıyla birlikte aynanın kırıkları da akıp gider çünkü. Ama o kırıklar bazılarının yüreklerine saplanmıştır. Böyleleri ne kadar gözyaşı dökerse döksün bir işe yaramaz; onlar her zaman lanetli kalacaktır. "
İğrenç bir sırıtış belirdi suratında. Konunun ne olduğunu gayet iyi anladığını düşündüm. "Eee cehennemde işler nasıl gidiyor?" diye sordu kinci pezevenk.
"Pek bir değişiklik yok. Yolunuzu gözlüyoruz."