Selammm.Bugün sizlere olimposyayinlari ‘dan çıkan #dikenlerşehriserisi ‘nin veda kitabı ile geldim.Ben bu seriyi aşırı sevdim.İlk kitaptan son kitaba kadar heyecanın hiç eksilmediği bir seri oldu.Yazarın akıcı kalemi ve güzel kurgusu da serinin tüm kitaplarının bir çırpıda okunmasının en büyük sebebi.Tabi ki bu seriyi sevmemin başlıca
(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-)
(Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması)
Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Hüzün yağıyor, yorgun ve yenilmiş insanlağımızın üzerine..
FİLİSTİN - ARAKAN - DOĞU TÜRKİSTAN..
Sustukça birikiyor içimdeki kelimeler sanki çığlık çığlığa söyleyemediklerim ..
UYGUR ATASÖZÜ :
YİYECEĞİN HELAL OLURSA DÖRT KÖŞEDE OTURUP YE, SÖZÜN HAK OLURSA HANDAN KORKMADAN SÖYLE.
Bu kritiğimde akademik bir dil kullanma gayreti içinde
bu konuda yalnız olduğumu sanıyordum. uzak bir yerde, beklenmedik şekilde, çok sevdiğim insanlardan oluşan, toplu bir tanıdıklar grubunu görmüş gibi hayretler içerisindeyim, gevrek gevrek gülerek izliyorum denk geldiğim pardon bağımlılarını.
pardon izlemek, öğrenciyken uzayan kahvaltılarımızın biricik sebebiydi.
"bu akşam pardon mu
İlk okunduğunda başlık size “garip” gelebilir. Ancak makalenin sonuna gelindiğinde “garip” kelimesine yüklenen mana, daha bir anlam kazanacak üstelik kapitalizm sisteminin garipleri olmanın övüncünü duyacağız.
Birçoğumuzun aşina olduğu, bir şekilde duyduğu ya da okuduğu; “gariplerin müjdelendiği” hadis, şöyledir: Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve
Mustafa Sabri Efendi'nin ruh deryamı heyecana ve galeyana getiren sözlerinden birisi de şu ifadesidir: "Çocuklar, garip, öksüz, kimsesiz kalan dâvâmız, bugün öyle fedâîler ister ki, dâvâ uğrunda yalnız dünyadaki rahatından değil, âhiretinden de fedakârlık etmeye, hazır olacak!.." [...]
Çocuklar, bu söz tuhafınıza gitti ki,